Jiyanmedya

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Jiyanmedya

En Yeni Paylaşım Platformu


    MAHİR ÇAYAN ŞİİRLERi

    avatar
    admin


    Mesaj Sayısı : 622
    Kayıt tarihi : 12/03/13

    MAHİR ÇAYAN ŞİİRLERi  Empty MAHİR ÇAYAN ŞİİRLERi

    Mesaj tarafından admin C.tesi Mart 30, 2013 9:27 am

    Mahir
    Çayan




    Vedat, Taylan, Mehmet, Necmi...


    Vedat, Taylan, Mehmet,
    Necmi...

    Devrim için öldüler...

    Yürüyoruz başkentin sokaklarında,

    Önde gidiyor devrim şehidi.

    Hep beraber söylüyoruz bu marşı, tek
    bir adam söylemiyor.

    O marşta
    yaşıyor, marşı söyleyenlerden birisi.

    Marştaki şehitler listesine, şeref listesine

    Kendi adını sokuyor, sessiz ve
    mahcupça.

    Ve sırası geldi, sırasını
    bekleyen o neferin.

    Ama öyle mi
    gelecekti sırası?

    Oysa neler kurmuştu
    neler...

    Erkekçe vurulacaktı
    kalbinden

    ‘Yaşasın THKC’ olacaktı son
    sözü.

    Bu fırsat geçti eline

    ama kahpe kader o kadarını bile çok
    gördü.

    Olmadı olmadı...

    O diye yoldaşını delik deşik ettiler.

    Kahpenin kursunu

    Ceketini, pantolonunu delik deşik
    etti.

    Ama kalbini delemedi.

    Ve o kendisini vurdu.

    Talih ne gezer bu adamda,

    tetiğini kaldırmayı unuttu, unutmaz
    olasıca.

    Tabancası saldırdı, kursun
    hedefinin altına girdi.

    O
    cezasını
    çekiyordu, ezeli derdi unutkanlığının ve
    solaklığının.

    Oligarşinin
    hastahanesi, mapushanesi...

    Karanın
    siyahin her tonu...

    Paspal kurbağa
    Gonzales

    Ve ünlü kement atici şefkat
    Kakamço

    Oportünizm atmıştı oklarını
    yakalanmadan önce,

    ‘Bölücü,
    kariyerist, pasifist’ diye.

    Oligarşinin gazeteleri atmıştı oklarını yakalanmadan

    önce.
    ‘Teslim oldu’ diye.
    Vuruştu, yine teslim oldu denildi, konuşmadı.

    İşkenceler altındaki arkadaşlarının
    bölük pörçük

    ifadelerini topladılar,
    tek bir ifade yaptılar.

    Ve konuştu
    diye ilan etti paspal kurbağa Gonzales.

    Bu adamın kaderi bu.
    Bu adam kurşunların değil kahredici okların hedefi.

    Açık vermişti bir kere

    Neden korktuğunu hissettirmişti
    düşmana,

    Anlamıştı düşman, bu adam
    işkenceden, kursundan değil,

    Zehirli
    oktan korkar

    Üzülme aslanım, hatırla bak, ne diyor usta:
    "Düşman bize ne kadar çok ok atarsa, biz o kadar doğru
    yoldayız."

    Varsın bütün oklar üstüne
    yağsın.

    Devrimcilerin gözleri kör,
    kulağı sağır değil.

    Biliyorum seni bu
    oklar yaralıyor.

    Yaralamasın
    kardeşim, yaralamasın.

    Bak ne diyor
    usta:

    ‘Unutma ki devrim şehidi sadece
    kursunla olmaz,

    Şefkat Kakamço’nun
    kementleri de şehit eder adamı."


    I.
    Hindistan’ın Kalküta
    şehrinde

    Benerci kendini vurdu.

    Türkiye’nin İstanbul’unda,

    Hüseyin’i vurdular.

    Perde değişiyor.

    İzmir kordon boyu

    Hasan Tahsin’i
    vurdular.


    Bolivya’da Guevara kanlar içinde

    Pera da
    paramparça

    Cho to
    Vietnam’da kıvranıyor.

    Of bacım off
    Bitsin artık bu
    kıyım.


    ---
    Orfe güneşi
    çağırıyor ve THKC

    l971 ilkbaharında eyleme geçiyor

    Burası SAU PAULO
    Karanlığın, loşluğun,
    ezikliğin diyarı.

    Orfe karanlıklar tepesine oturmuş,

    Gitarı ile güneşi çağırıyor.
    Yalnız Orfe,
    garip Orfe, yiğit Orfe.

    SAU PAULO tepelerinde doğacak

    güneşi Orfe görmeyecek.
    Biliyor bunu Orfe,
    yine de güneşi çağırıyor.

    Karanlığın yedi başlı ejderi,

    Orfe'yi parçalıyor.
    Orfe artık güneşte...

    Güneş tutulması sona eriyor.
    SAU PAULO halkı
    samba yapıyor günesin altında.

    Orfe rahat, mutlu ve kıvançlı
    güneşten gitarı ile tempo tutuyor

    Aydınlığı kutlayan Sau Paulo
    halkının sambasında...

      Forum Saati Perş. Kas. 21, 2024 9:51 am