ACILARA TUTUNMAK
Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O
dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki
hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk
ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi
çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa
sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi
yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
acılardan
artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı
bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı
yörüngelerde...
Hasan Hüseyin Korkmazgil
AĞIR KAN KAYBI
Biz
yalnızlıktan doğduk o dağdağalı sudan
Biz yani Erdoğan, Ayşenur, Ali ve
Ahmet
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce korku
Sanki bir tesbih koptu
tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon
adilcevaz akçadağ turgutlu
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce
korku
Buzlu mehtap alçakça kesmişti yolumuzu
Bütün kapılardan açıkça
kovulmuştuk
Silahımız avcumuza yapışmıştı soğuktan
Biz yani Erdoğan,
Ayşenur, Ali ve Ahmet
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce
korku
Kestiremedik ne yaptığımızı kim olduğumuzu
Sanki bir tesbih koptu
tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon
adilcevaz akçadağ turgutlu
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce
korku
Ne kadar korkmuştuk elimizden tutmadılar
Doğrudur kendi içimizde
daraldığımız
Kim neyi savundu bilinmez nereye kadar
Biz yani Erdoğan,
Ayşenur, Ali ve Ahmet
Başka bir yalnızlıkta boğulduk / havasızlıktan
Sanki
bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket
memleket
Ne solculuğumuz solculuktu ne sağcılığımız
Karanlık bir kapı olup
üstümüze kapandılar
Kimse bizi sevmedi / ağır kan kaybıyız
Hasan
Hüseyin Korkmazgil
_________________
AĞUSTOS ŞİİRİ
Yüreğim
sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
Hep böylesi havalar besler fırtınaları
Korkarım bu mavi ışık çabuk
sönecek.
Duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
Alışmak ölümün bir
başka adıymış bilmezdim
Bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
Bu
rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
Esirgenmiş bir dünyada müthiş yanlızım
Geri dönsen bile artık o ben olmayacağım
Yüreğim sızlıyor bu roman iyi
bitmeyecek...
Hasan Hüseyin Korkmazgil
AMENNA
Yaşayanlar bir gün ölür elbette
Ağaçlarla, balıklarla
Kuşlarla ben amenna
Ağlayanlar bir gün güler elbette
Uyanmakla,
Anlamakla
Bilmekle ben amenna
Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır
elbette
Direnmekle, kurtulmakla
Barışla ben amenna
Öyle bir
yerdeyim ki
Ne karanfil, ne kurbağa
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım
mavi yosun
Dalgalanır sularda
Bir yanım çocuk parkı çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider allah allah
Dölüm düşmüş sokağa
Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne
çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
Hasan Hüseyin Korkmazgil
DAR AÇI
Anlatmak istedikçe
herseyi birden yitiriyorum
Bir kutupyıldızı bir ben bir dinmeyen ağrılarım
Yapayalnız kalıyorum birden güzelim
Ve müthiş ağlamak istiyorum
Gecenin kanatları kırık bir saati var bilmem bilir misin
Ölüm korkusu
alkol gibi yayılır damarlara
Sakın o saatte sokaklara çıkma
Denize bakma
Karanlığa
Yıldızlara bakma sakın
O saat
İşte güzelim o saat
Ölüm, o ateşkuşu
Ölüm; o mavidüğüm
Deniz kızlarının türküsünü söyler
Ben yalnızım
Orkestrada kırık bir saz
Kanayarak koşan bir kurt
Yüreğim dağbaşında unutulmuş vakur bir bayrak yırtılırcasına
Bir kutup
yıldızı bir ben bir dinmeyen ağrılarım
Çiftleşen kuşların böceklerin
insanların yalnızlığı
Ve müthiş ağlamak istiyorum
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
_________________
DEĞİŞMEYEN
Dünyam benim;
Küçücük dünyam,
İşim,
Aşım,
Uğraşım.
Kusurum, yanlışım,
yanılmışlığım,
Kızgınlığım, kıskançlığım, alınganlığım,
Birdenbire
evrenliğim;
Birbaşıma kalmışlığım bir anda.
Belalara koşmuşluğum;
Sinmişliğim inimde.
Dünyam benim;
Küçücük dünyam benim,
Sevincim, üzüntüm, gerçeğim benim.
Dünyam benim;
Kocaman dünyam
benim.
Gündüzlere, gecelere sığmayanlığım,
Caddelere, alanlara
sığmayanlığım,
Kocaman dünyam benim.
Kulübede bir ölüm,
Dağbaşında
bir ışık,
Kafeste bir kanarya,
Saksıda bir tohumcuk,
Bilinende acım
benim.
Bilinmezde kurtuluşum.
Yana yana kül oluşum,
Külde çiçek
açışım,
Özlemim, susuzluğum, kaçışım benim.
Kocaman dünyam benim.
Hasan Hüseyin Korkmazgil
DEMEDİM Kİ
Bu kenti sevdim
dedim
Benim olsun demedim ki
Sevdim dedimse akşam kızıllığını
Gönlüm gibi akıp giden şu çayı
Şu ormanı şu denizi şu dağı
Benim
olsun demedim ki
Vuruldumsa gözlerinin gül bahçesine
Yürek çizen
şimşeklerse kaçamak bakışları
İşte buna sevmek derler dedimse
Çattımsa acıların en güzeline
Yedirdimse uykuları o tatlı kuşa
Benim olsun demedim ki
Bu akşam kan kırmızı şarap istiyor canım
Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
Bu akşam beni yalnız bırakın
Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
Onu
ve kendimi yalnızca
Hasan Hüseyin Korkmazgil
GECİKMİŞ SUYABAKAN
Bıyıkları ölü kartal kanadı
Kaşları yıkık
Durmuş güneş
altında
Dünyaya karşı
Başında kirli yağlık
Ayağında partal
postal
Hey mıstık
Tüfeği sağ elinde
Sol eli kalçasında
Göğsü
çapraz fişeklik
Poz vermiş gazeteye
Mıstık kendine aşık
Gören
maşallah desin
Gözden gezden arpacıktan esirgesin
Yaradan
Yiğidim yakışıklım garibim
Poz vermiş gazeteye
Çocuk mu çocuk
Hasan Hüseyin Korkmazgil
HAZİRANDA ÖLMEK ZOR
Gece leylak
ve tomurcuk kokuyor
Yaralı bir şahin olmuş yüreğim
Uy anam anam
Haziranda ölmek zor
Calışmışım onbeş saat
Tükenmişim onbeş saat
Yorulmuşum, acıkmışım, uykusamışım,
Anama sövmüş patron
Sıkmışım
dişlerimi
Islıkla söylemişim umutlarımı
Sıcak bir ev özlemişim,
Sıcak bir yemek,
Sıcacık bir yatakta unutturan öpücükler.
Çıkmışım
bir dalgada
Vurmuşum sokaklara,
Sokak tank paleti,
Sokakta düdük
sesi,
Sarı sarı yapraklarla,
Dallarda insan iskeletleri.
Gece
leylak ve tomurcuk kokuyor
Uyarına gelirse tepemde birde çınar demiştin
Yıllar önce
Demek ki on yıl sonra,
Demek ki sabah sabah,
Demek
ki manda gönü,
Demek ki şile Bezi,
Bir de Memedin yüzü,
Birde saman
sarısı,
Birde özlem kırmızısı,
Demek ki göçtü usta,
Kaldı yürek
sızısı.
Yıllar var ter içinde taşıdım ben bu yükü
Bıraktım acının
alkışlarına
ÜÇ HAZİRAN ALTMIŞ ÜÇÜ.
Bir kırmızı gül dalı eğilmiş
üstüne,
Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta,
Okşar yanan alnını Nazım
Ustanın.
Bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne,
Bir kırmızı gül dalı şimdi
uzakta,
Yatıyor oralarda bir eski gömütlükte,
Yatıyor usta.
Gece
leylak ve tomurcuk kokuyor,
Geçsemde gölgesinden tankların tomsonların
Şuramda bir kuş ötüyor
Haziranda ölmek Zor.
HASAN HÜSEYIN
KORKMAZGİL
HER ZAMAN SEVDİM
Varsın bulsun sizi diye
Uçurdum
merhabamı güvercinlere
Ben sizleri dostlarım her zaman sevdim
Yanınızda olmasam da
Katılmasam da sazlı sözlü günlerinize
Katmasam
da kahkahamı kahkahanıza
Hep sizlerle birlikte başladı sabahlarım
Ben
sizleri dostlarım
Her zaman sevdim
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
IŞIKLARLA OYNAMAYIN
Başımı döndürüp bakamıyorum
Nasıl kaldı gerilerde onca yıl
Karanlık bir gömüklüğü düşte geçmiş
gibiyim
Tatmadığım bir içkiyi bir akşam
Afrikasal bir törende içmiş
gibiyim
Birdenbire kan yağmurlu bir bulut
Birdenbire kan kokulu bir
duman
Şaşkınlıktan gemileri yakmış gibiyim
Işıklarla oynamayın/dedim
ben size
Yararı yok karanlıkta sürek avının
Dedim ben size
Yanlış
kalemlere kayar elleri yazıcıların
Tutanaklar yanlış yazar
Dedim ben
size
Karanlığı az kullanın/kirliler kokar birgün
Birgün yanar bu ışıklar
sırıtır suratlarınız
Kirlilere sığınmayın/dedim ben size
Yararı yok
oynaşmanın törensel aklıklarda
Kaçın kaçabilirseniz uzak sulara
Işıklarla oynamayın/dedim ben size
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
ORANLAMA
Bir sen eksiktin sarıyıldız hoşgeldin
Geç
bakalım karşıma benimle içer misin
Ağlar mısın içince burnuna çeker misin
Gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
Ama neden titriyorsun öyle
sarıyıldız
Bak ben su taşıyorum ince elekle
İğne deliğinden dünyayı
geçiriyorum
Bak ben aklıma uyup sarıyıldız
Durmadan aklımı saşırıyorum
Sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki
Hadi bana çelik mavisi bir
gece getir
Hadi dostlukları tek tek koparıp getir
Alnımdan öp beni e mi,
yitik sıcaklığımı getir
Gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
Ne
o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
ÖYLE BİR YERDEYİM Kİ
Öyle bir yerdeyim ki
Ne
karanfil ne kurbağa
Bir yanım mavi yosun
Dalgalanır sularda
Dostum
dostum
Güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
Öyle bir
yerdeyim ki
Bir yanım çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider
Allah Allah
Kızım düşmüş sokağa
Dostum dostum
Güzel dostum
Bu ne
beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir
yanımız bahar bahçe
Hasan Hüseyin Korkmazgil
SONBAHAR OLUYORUM
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n'olursun
boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire
çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız
ki öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme,
sonbahar oluyorum, sonrası hiç
O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı
orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler
diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip
duran o çakı
Nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme,
sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Hasan Hüseyin Korkmazgil
YAKALADIM
O ŞAFAĞI
Tohum oldum
Savruldum dörtbir yana
Yeşerdim kıraç kıraç
Çiçeklendim güllendim
Göremedim şafağını bozkırın
Tutamadım şafağını
bozkırın
Vuramadım türkülere vay anam
Diyemedim kimselere bu aşkı
Geyik oldum vurdum sapa yollara
Bir ben düştüm kan içinde bir avcı
Türkü oldum yaylaları dolaştım
Akıp gittim göçlerle
Duruldum
çadırlarda
Kelepçeler karakollar süngüler candarmalar
Göz oldum
gözlemekten
Bıçak oldum doydum kana vay anam
Göremedim şafağını bozkırın
Tutamadım şafağını bozkırın
Vuramadım türkülere vay anam
Diyemedim
kimselere bu aşkı
Gözlerinin en sonunda
Yakaladım gecesinde
gözlerinin
Yakaladım kuytularda
Açan gülün yalnızlığını
İnceciktin
karanlıktın uzaktın
Turnalar katar katar aştı dağları
Nakışlar dizin
dizin düştü yollara
Göz değildin - gözlerdin kalabalıkta
El değildin
ellerdin
Acılı bir bayramda
Çekip giden trendin şafakta inen uçak
İniltiydin akşamlarımda
Şafak vakti bir bardak su tenimde
Diken
diken kavrulduğum
Tohum olup savrulduğum
Yıllar yılı aradığım
O
şafak sendin işte
Küskünlükler üstünde
Yalnızlıklar üstünde
Saydamlaşmış mavilikler üstünde
Başkaldıran kölelikler üstünde
Tül
altında bebek yüzü üstünde
Açan şafak o şafak
O şafak sendin işte
Bir bulvar gecesinde
Yakaladım seni ben
O şafak sendin işte
Hasan Hüseyin Korkmazgil
YILLAR SONRA
Seni kimler kaçırdı o
güzel yazlarımdan - güzelim
Nere gitti tohuma deresinde - o ishaklı
yalnızlığım
Saçlarının uzun uzun o güneşli sarısı
Yüzünün papatya
sabahlığı - haziranlarımda
Gülüşünün baharlığı susuşunun sonsuzluğu
Nere
gitti sende benim olan o sonsuz özlem
Seni kimler kaçırdı o güzel
yazlarımdan - güzelim
Sen gittin - kaba kilimlerde kaldı ayak izlerim
Pırıl pırıl selvilerde görkemli cevizlerde
Asma altı su sesi - alacalı
güneş sofralarında
Sen gittin - inanılmaz öksüzlükler yaşadım
Düştüm
çetin yollara - türkülere ağıtlara belendim
Saçlarımda bulut oldun - alnımda
demirparmaklık
Seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim
Ben
çok çektim güzelim - karlı dağlar oldu başım
Sen belki de mutluydun - güzel
günler geçirdin
Çünkü kaf dağında prensestin - soylu bir güzelliktin
Yaklaşılmaz bir varlıktın - masallık bir acıydın
Gözgöze geldik birgün -
bir dağbaşı durağında
Bindik aynı trene - kavuştuk yıllar sonra
Seni
kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim
Haziranım sarıgülüm
yazgüneşim özlemim
Nice nice sular geçti - bildin mi köprülerden
Kaç bahar kaç sonbahar kaç
çocuk kaç intihar
Nerdesin sen nerdeyim ben ne söylüyor bu çizgiler
Bu
aynalar neden böyle yakından bakıyorlar
Neler anlatıyor bu şarkılar - uzak
geçmişimizden
Seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim
Ağlamak bir dağgülü - bir yanık orman belki
Bir kurumuş çeşme belki
- bir kimsesiz tutuklu
Uçaklar otobüsler vapurlar telefonlar
Haziranım
sarıgülüm yazgüneşim papatyam
Kime giydin o akları - kim kaldırdı duvağını
Kim kokladı kim baktı - bağrına kim - yıllar önce
Seni kimler kaçırdı o
güzel yazlarımdan - güzelim
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O
dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki
hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk
ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi
çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa
sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi
yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
acılardan
artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı
bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı
yörüngelerde...
Hasan Hüseyin Korkmazgil
AĞIR KAN KAYBI
Biz
yalnızlıktan doğduk o dağdağalı sudan
Biz yani Erdoğan, Ayşenur, Ali ve
Ahmet
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce korku
Sanki bir tesbih koptu
tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon
adilcevaz akçadağ turgutlu
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce
korku
Buzlu mehtap alçakça kesmişti yolumuzu
Bütün kapılardan açıkça
kovulmuştuk
Silahımız avcumuza yapışmıştı soğuktan
Biz yani Erdoğan,
Ayşenur, Ali ve Ahmet
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce
korku
Kestiremedik ne yaptığımızı kim olduğumuzu
Sanki bir tesbih koptu
tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket memleket
Yani afyon
adilcevaz akçadağ turgutlu
Birkaç litre kan bir hayli kemik epeyce
korku
Ne kadar korkmuştuk elimizden tutmadılar
Doğrudur kendi içimizde
daraldığımız
Kim neyi savundu bilinmez nereye kadar
Biz yani Erdoğan,
Ayşenur, Ali ve Ahmet
Başka bir yalnızlıkta boğulduk / havasızlıktan
Sanki
bir tesbih koptu tane tane savrulduk
Köy köy bucak bucak memleket
memleket
Ne solculuğumuz solculuktu ne sağcılığımız
Karanlık bir kapı olup
üstümüze kapandılar
Kimse bizi sevmedi / ağır kan kaybıyız
Hasan
Hüseyin Korkmazgil
_________________
AĞUSTOS ŞİİRİ
Yüreğim
sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
Hep böylesi havalar besler fırtınaları
Korkarım bu mavi ışık çabuk
sönecek.
Duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
Alışmak ölümün bir
başka adıymış bilmezdim
Bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
Bu
rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
Esirgenmiş bir dünyada müthiş yanlızım
Geri dönsen bile artık o ben olmayacağım
Yüreğim sızlıyor bu roman iyi
bitmeyecek...
Hasan Hüseyin Korkmazgil
AMENNA
Yaşayanlar bir gün ölür elbette
Ağaçlarla, balıklarla
Kuşlarla ben amenna
Ağlayanlar bir gün güler elbette
Uyanmakla,
Anlamakla
Bilmekle ben amenna
Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır
elbette
Direnmekle, kurtulmakla
Barışla ben amenna
Öyle bir
yerdeyim ki
Ne karanfil, ne kurbağa
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım
mavi yosun
Dalgalanır sularda
Bir yanım çocuk parkı çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider allah allah
Dölüm düşmüş sokağa
Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne
çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
Hasan Hüseyin Korkmazgil
DAR AÇI
Anlatmak istedikçe
herseyi birden yitiriyorum
Bir kutupyıldızı bir ben bir dinmeyen ağrılarım
Yapayalnız kalıyorum birden güzelim
Ve müthiş ağlamak istiyorum
Gecenin kanatları kırık bir saati var bilmem bilir misin
Ölüm korkusu
alkol gibi yayılır damarlara
Sakın o saatte sokaklara çıkma
Denize bakma
Karanlığa
Yıldızlara bakma sakın
O saat
İşte güzelim o saat
Ölüm, o ateşkuşu
Ölüm; o mavidüğüm
Deniz kızlarının türküsünü söyler
Ben yalnızım
Orkestrada kırık bir saz
Kanayarak koşan bir kurt
Yüreğim dağbaşında unutulmuş vakur bir bayrak yırtılırcasına
Bir kutup
yıldızı bir ben bir dinmeyen ağrılarım
Çiftleşen kuşların böceklerin
insanların yalnızlığı
Ve müthiş ağlamak istiyorum
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
_________________
DEĞİŞMEYEN
Dünyam benim;
Küçücük dünyam,
İşim,
Aşım,
Uğraşım.
Kusurum, yanlışım,
yanılmışlığım,
Kızgınlığım, kıskançlığım, alınganlığım,
Birdenbire
evrenliğim;
Birbaşıma kalmışlığım bir anda.
Belalara koşmuşluğum;
Sinmişliğim inimde.
Dünyam benim;
Küçücük dünyam benim,
Sevincim, üzüntüm, gerçeğim benim.
Dünyam benim;
Kocaman dünyam
benim.
Gündüzlere, gecelere sığmayanlığım,
Caddelere, alanlara
sığmayanlığım,
Kocaman dünyam benim.
Kulübede bir ölüm,
Dağbaşında
bir ışık,
Kafeste bir kanarya,
Saksıda bir tohumcuk,
Bilinende acım
benim.
Bilinmezde kurtuluşum.
Yana yana kül oluşum,
Külde çiçek
açışım,
Özlemim, susuzluğum, kaçışım benim.
Kocaman dünyam benim.
Hasan Hüseyin Korkmazgil
DEMEDİM Kİ
Bu kenti sevdim
dedim
Benim olsun demedim ki
Sevdim dedimse akşam kızıllığını
Gönlüm gibi akıp giden şu çayı
Şu ormanı şu denizi şu dağı
Benim
olsun demedim ki
Vuruldumsa gözlerinin gül bahçesine
Yürek çizen
şimşeklerse kaçamak bakışları
İşte buna sevmek derler dedimse
Çattımsa acıların en güzeline
Yedirdimse uykuları o tatlı kuşa
Benim olsun demedim ki
Bu akşam kan kırmızı şarap istiyor canım
Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
Bu akşam beni yalnız bırakın
Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
Onu
ve kendimi yalnızca
Hasan Hüseyin Korkmazgil
GECİKMİŞ SUYABAKAN
Bıyıkları ölü kartal kanadı
Kaşları yıkık
Durmuş güneş
altında
Dünyaya karşı
Başında kirli yağlık
Ayağında partal
postal
Hey mıstık
Tüfeği sağ elinde
Sol eli kalçasında
Göğsü
çapraz fişeklik
Poz vermiş gazeteye
Mıstık kendine aşık
Gören
maşallah desin
Gözden gezden arpacıktan esirgesin
Yaradan
Yiğidim yakışıklım garibim
Poz vermiş gazeteye
Çocuk mu çocuk
Hasan Hüseyin Korkmazgil
HAZİRANDA ÖLMEK ZOR
Gece leylak
ve tomurcuk kokuyor
Yaralı bir şahin olmuş yüreğim
Uy anam anam
Haziranda ölmek zor
Calışmışım onbeş saat
Tükenmişim onbeş saat
Yorulmuşum, acıkmışım, uykusamışım,
Anama sövmüş patron
Sıkmışım
dişlerimi
Islıkla söylemişim umutlarımı
Sıcak bir ev özlemişim,
Sıcak bir yemek,
Sıcacık bir yatakta unutturan öpücükler.
Çıkmışım
bir dalgada
Vurmuşum sokaklara,
Sokak tank paleti,
Sokakta düdük
sesi,
Sarı sarı yapraklarla,
Dallarda insan iskeletleri.
Gece
leylak ve tomurcuk kokuyor
Uyarına gelirse tepemde birde çınar demiştin
Yıllar önce
Demek ki on yıl sonra,
Demek ki sabah sabah,
Demek
ki manda gönü,
Demek ki şile Bezi,
Bir de Memedin yüzü,
Birde saman
sarısı,
Birde özlem kırmızısı,
Demek ki göçtü usta,
Kaldı yürek
sızısı.
Yıllar var ter içinde taşıdım ben bu yükü
Bıraktım acının
alkışlarına
ÜÇ HAZİRAN ALTMIŞ ÜÇÜ.
Bir kırmızı gül dalı eğilmiş
üstüne,
Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta,
Okşar yanan alnını Nazım
Ustanın.
Bir kırmızı gül dalı eğilmiş üstüne,
Bir kırmızı gül dalı şimdi
uzakta,
Yatıyor oralarda bir eski gömütlükte,
Yatıyor usta.
Gece
leylak ve tomurcuk kokuyor,
Geçsemde gölgesinden tankların tomsonların
Şuramda bir kuş ötüyor
Haziranda ölmek Zor.
HASAN HÜSEYIN
KORKMAZGİL
HER ZAMAN SEVDİM
Varsın bulsun sizi diye
Uçurdum
merhabamı güvercinlere
Ben sizleri dostlarım her zaman sevdim
Yanınızda olmasam da
Katılmasam da sazlı sözlü günlerinize
Katmasam
da kahkahamı kahkahanıza
Hep sizlerle birlikte başladı sabahlarım
Ben
sizleri dostlarım
Her zaman sevdim
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
IŞIKLARLA OYNAMAYIN
Başımı döndürüp bakamıyorum
Nasıl kaldı gerilerde onca yıl
Karanlık bir gömüklüğü düşte geçmiş
gibiyim
Tatmadığım bir içkiyi bir akşam
Afrikasal bir törende içmiş
gibiyim
Birdenbire kan yağmurlu bir bulut
Birdenbire kan kokulu bir
duman
Şaşkınlıktan gemileri yakmış gibiyim
Işıklarla oynamayın/dedim
ben size
Yararı yok karanlıkta sürek avının
Dedim ben size
Yanlış
kalemlere kayar elleri yazıcıların
Tutanaklar yanlış yazar
Dedim ben
size
Karanlığı az kullanın/kirliler kokar birgün
Birgün yanar bu ışıklar
sırıtır suratlarınız
Kirlilere sığınmayın/dedim ben size
Yararı yok
oynaşmanın törensel aklıklarda
Kaçın kaçabilirseniz uzak sulara
Işıklarla oynamayın/dedim ben size
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
ORANLAMA
Bir sen eksiktin sarıyıldız hoşgeldin
Geç
bakalım karşıma benimle içer misin
Ağlar mısın içince burnuna çeker misin
Gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
Ama neden titriyorsun öyle
sarıyıldız
Bak ben su taşıyorum ince elekle
İğne deliğinden dünyayı
geçiriyorum
Bak ben aklıma uyup sarıyıldız
Durmadan aklımı saşırıyorum
Sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki
Hadi bana çelik mavisi bir
gece getir
Hadi dostlukları tek tek koparıp getir
Alnımdan öp beni e mi,
yitik sıcaklığımı getir
Gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
Ne
o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
Hasan Hüseyin
Korkmazgil
ÖYLE BİR YERDEYİM Kİ
Öyle bir yerdeyim ki
Ne
karanfil ne kurbağa
Bir yanım mavi yosun
Dalgalanır sularda
Dostum
dostum
Güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
Öyle bir
yerdeyim ki
Bir yanım çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider
Allah Allah
Kızım düşmüş sokağa
Dostum dostum
Güzel dostum
Bu ne
beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir
yanımız bahar bahçe
Hasan Hüseyin Korkmazgil
SONBAHAR OLUYORUM
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n'olursun
boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire
çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız
ki öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme,
sonbahar oluyorum, sonrası hiç
O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı
orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler
diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip
duran o çakı
Nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme,
sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Hasan Hüseyin Korkmazgil
YAKALADIM
O ŞAFAĞI
Tohum oldum
Savruldum dörtbir yana
Yeşerdim kıraç kıraç
Çiçeklendim güllendim
Göremedim şafağını bozkırın
Tutamadım şafağını
bozkırın
Vuramadım türkülere vay anam
Diyemedim kimselere bu aşkı
Geyik oldum vurdum sapa yollara
Bir ben düştüm kan içinde bir avcı
Türkü oldum yaylaları dolaştım
Akıp gittim göçlerle
Duruldum
çadırlarda
Kelepçeler karakollar süngüler candarmalar
Göz oldum
gözlemekten
Bıçak oldum doydum kana vay anam
Göremedim şafağını bozkırın
Tutamadım şafağını bozkırın
Vuramadım türkülere vay anam
Diyemedim
kimselere bu aşkı
Gözlerinin en sonunda
Yakaladım gecesinde
gözlerinin
Yakaladım kuytularda
Açan gülün yalnızlığını
İnceciktin
karanlıktın uzaktın
Turnalar katar katar aştı dağları
Nakışlar dizin
dizin düştü yollara
Göz değildin - gözlerdin kalabalıkta
El değildin
ellerdin
Acılı bir bayramda
Çekip giden trendin şafakta inen uçak
İniltiydin akşamlarımda
Şafak vakti bir bardak su tenimde
Diken
diken kavrulduğum
Tohum olup savrulduğum
Yıllar yılı aradığım
O
şafak sendin işte
Küskünlükler üstünde
Yalnızlıklar üstünde
Saydamlaşmış mavilikler üstünde
Başkaldıran kölelikler üstünde
Tül
altında bebek yüzü üstünde
Açan şafak o şafak
O şafak sendin işte
Bir bulvar gecesinde
Yakaladım seni ben
O şafak sendin işte
Hasan Hüseyin Korkmazgil
YILLAR SONRA
Seni kimler kaçırdı o
güzel yazlarımdan - güzelim
Nere gitti tohuma deresinde - o ishaklı
yalnızlığım
Saçlarının uzun uzun o güneşli sarısı
Yüzünün papatya
sabahlığı - haziranlarımda
Gülüşünün baharlığı susuşunun sonsuzluğu
Nere
gitti sende benim olan o sonsuz özlem
Seni kimler kaçırdı o güzel
yazlarımdan - güzelim
Sen gittin - kaba kilimlerde kaldı ayak izlerim
Pırıl pırıl selvilerde görkemli cevizlerde
Asma altı su sesi - alacalı
güneş sofralarında
Sen gittin - inanılmaz öksüzlükler yaşadım
Düştüm
çetin yollara - türkülere ağıtlara belendim
Saçlarımda bulut oldun - alnımda
demirparmaklık
Seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim
Ben
çok çektim güzelim - karlı dağlar oldu başım
Sen belki de mutluydun - güzel
günler geçirdin
Çünkü kaf dağında prensestin - soylu bir güzelliktin
Yaklaşılmaz bir varlıktın - masallık bir acıydın
Gözgöze geldik birgün -
bir dağbaşı durağında
Bindik aynı trene - kavuştuk yıllar sonra
Seni
kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim
Haziranım sarıgülüm
yazgüneşim özlemim
Nice nice sular geçti - bildin mi köprülerden
Kaç bahar kaç sonbahar kaç
çocuk kaç intihar
Nerdesin sen nerdeyim ben ne söylüyor bu çizgiler
Bu
aynalar neden böyle yakından bakıyorlar
Neler anlatıyor bu şarkılar - uzak
geçmişimizden
Seni kimler kaçırdı o güzel yazlarımdan - güzelim
Ağlamak bir dağgülü - bir yanık orman belki
Bir kurumuş çeşme belki
- bir kimsesiz tutuklu
Uçaklar otobüsler vapurlar telefonlar
Haziranım
sarıgülüm yazgüneşim papatyam
Kime giydin o akları - kim kaldırdı duvağını
Kim kokladı kim baktı - bağrına kim - yıllar önce
Seni kimler kaçırdı o
güzel yazlarımdan - güzelim
Hasan Hüseyin Korkmazgil