Jiyanmedya

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Jiyanmedya

En Yeni Paylaşım Platformu


    Aziz NESİN Hikayeleri..

    avatar
    admin


    Mesaj Sayısı : 622
    Kayıt tarihi : 12/03/13

    Aziz NESİN Hikayeleri..  Empty Aziz NESİN Hikayeleri..

    Mesaj tarafından admin C.tesi Mart 30, 2013 8:47 am

    Memleketin Birinde: İNSAN OLUN
    YAVRULARIM

    Ana karıncayla baba karınca, yavru karıncalan çevrelerine toplamışlar,
    onlara karıncalık dersi veriyorlardı. Baba karınca, dersinin sonunu şöyle
    bitirdi:
    - Yavrularım! Hayatta karınca olmaya çalışın! Hiçbir zaman
    karıncalıktan ayrılmayın.
    Yavrular,
    - Nasıl karınca olalım? Karıncalığın
    yolları nelerdir?.. diye sordular.
    Baba karınca,
    - Kendinize bizi örnek
    alın, dedi. Biz ne yapıyorsak, sizler de onu yapın!
    Yavru karıncalar, baba
    karıncayla ana karıncaya baktılar. Onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Yazdan
    yiyeceklerini toplayıp toprak altına yığdılar. Kışın uyudular. Zamanı gelince
    yumurtladılar.
    Baba karıncayla ana karınca, çocuklarını yine çevrelerine
    topladılar. Baba karınca onlara,
    - Yavrularım! dedi. Ben artık ölüyorum.
    Hepinizden memnunum. Hepiniz karınca oldunuz. Hiçbiriniz karıncalıktan
    ayrılmadınız. Hakkım helal olsun. Allah sizden razı olsun.




    *
    * *

    Baba balıkla ana balık, yavru balıkları çevrelerine toplamışlar,
    onlara balıklık dersi veriyorlardı. Baba balık, dersinin sonunu şöyle bitirdi:

    - Yavrularım! Hayatta balık olmaya çalışın! Hiçbir zaman balıklıktan
    ayrılmayın.
    Yavrular,
    - Nasıl balık olalım? Balık olmanın yollan
    nelerdir?.. diye sordular.
    Baba balık,
    - Bizi örnek alın, dedi. Anneniz ve
    ben nasıl yapıyorsak siz de öyle yapın!
    Yavru balıklar, ana balıkla baba
    balığa baktılar, onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Denizde yüzdüler.
    Kendilerinden küçükleri yuttular, kendilerinden büyüklere yutuldular. Yumurtalar
    yapıp ürediler.
    Baba balıkla ana balık çocuklarını çevrelerine topladılar.
    Baba balık onlara,
    - Yavrularım! dedi. Artık siz yetiştiniz. Biz de rahat
    rahat ölebiliriz! Hepinizden memnunum. Hepiniz balık oldunuz. Hiçbiriniz
    balıklıktan ayrılmadınız. Emeklerimiz boşa gitmedi. Hakkım helal olsun. Allah
    sizden razı olsun.
    Yavru balıklar,
    - Biz çok bişey yapmadık, dediler, siz
    ne yaptınızsa biz de öyle yaptık...


    * * *

    Baba ördekle ana
    ördek, yavru ördekleri çevrelerine toplamışlar, onlara ördeklik dersi
    veriyorlardı. Baba ördek dersinin sonunu şöyle bitirdi:
    - Yavrularım! Hayatta
    ördek olmaya çalışın. Hiçbir zaman ördeklikten ayrılmayın.
    Yavrular,
    - Ne
    yapalım da ördek olalım? Ördek olmanın yolları nelerdir?.. diye
    sordular.
    Baba ördek,
    - Çok kolay, dedi. Bizi örnek alın. Anneniz ve ben
    ne yapıyorsak, siz de öyle yapın!
    Yavru ördekler, ana ördekle baba ördeğe
    baktılar. Onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Vak vak diye sesler çıkardılar.
    Suda yüzdüler, karada yürüdüler. Çiftleştiler. Yumurtladılar, kuluçkaya
    yattılar, yavru çıkardılar.
    Baba ördekle ana ördek çocuklarını yine
    çevrelerine topladılar. Baba ördek onlara,
    - Yavrularım! dedi. Artık siz
    yetiştiniz. Hepiniz iyi birer ördek oldunuz. Hiçbiriniz ördeklikten
    ayrılmadınız. Emeklerimiz boşa gitmedi. Hakkımız helal olsun. Allah sizden razı
    olsun.
    Yavru ördekler,
    - Biz bişey yapmadık ki, dediler. Size 'baktık, siz
    ne yapıyorsanız, biz de onu yaptık...


    * * *

    Baba köpekle ana
    köpek, yavru köpekleri çevrelerine toplamışlar, onlara köpeklik dersi
    veriyorlardı. Baba köpek, dersinin sonunu şöyle bitirdi:
    - Yavrularım!
    Hayatta köpek olmaya çalışın. Hiçbir zaman köpeklikten ayrılmayın.
    Yavrular:
    - Ne yapalım da köpek olalım? Köpek olmanın yolları nelerdir?..
    diye sordular.
    Baba köpek,
    - Çok kolay, dedi. Bizi örnek alın. Anneniz ve
    ben ne yapıyorsak, siz de onu yapın!
    Yavru köpekler, baba köpekle ana köpeğe
    baktılar. Onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Havladılar. Bekçilik ettiler.
    Sadık oldular. Çiftleştiler ve yavruladılar.
    Baba köpekle ana köpek,
    çocuklarını yine çevrelerine topladılar. Baba köpek onlara,
    - Yavrularım,
    dedi. Siz artık yetiştiniz. Hepiniz iyi birer köpek oldunuz. Biz de ölüyoruz.
    Hepinizden memnunuz. Hiçbir zaman köpeklikten ayrılmadınız. Emeklerimiz boşa
    gitmedi. Hakkımız helal olsun. Allah sizden razı olsun.


    * *
    *

    Sığır, manda, hamsi, balina, deve, fil, yılan, koyun, yeryüzünde ne
    kadar baba hayvan ve ana hayvan varsa, yavrularına kendileri gibi olmaları,
    bunun için de kendileri ne yapıyorlarsa öyle yapmalarını söylediler.
    Yavru
    hayvanlar da baba hayvanla ana hayvana bakıp onların yolundan gittiler, sonunda
    iyi birer hayvan oldular. Baba hayvanla ana hayvan da ölürken, yavrularına
    memnunluklarını söylediler, haklarını helal ettiler.


    * *
    *

    Baba insanla ana insan, çocuklarını çevrelerine toplamışlar, onlara
    insanlık dersi veriyorlardı. Baba insan, dersinin sonunu şöyle bitirdi:
    -
    Yavrularım! Hayatta insan olmaya çalışın, hiçbir zaman insanlıktan ayrılmayın.
    Çocuklar,
    - Ne yapalım da insan olalım? İnsanlığın, insan olmanın yollan
    nelerdir?.. diye sordular.
    Baba insan,
    - Çok kolay, dedi. Kendinize bizi
    örnek alın. Anneniz ve ben ne yapıyorsak, siz de öyle yapın!
    Çocuklar, baba
    insanla ana insana baktılar, onlar ne yapıyorlarsa öyle yaptılar. Hepsi de tıpkı
    tıpkısına babalarına benzediler.

    Baba insanla ana insan çocuklarını yine
    çevrelerine topladılar. Baba insan onlara, - Yazıklar olsun! diye bağırdı.
    Hiçbiriniz bizim istediğimiz gibi yetişmediniz. Hiçbiriniz insan olmadınız.
    Hepiniz de insanlıktan uzaksınız. İnsanlıktan ayrıldınız. Artık ölüyoruz. Yazık
    oldu emeklerimize, boşa gitti. Bütün hakkımız haram olsun, Allah hepinizi
    kahretsin.
    Çocuklar şaşırdılar,

    - Peki ama, bize neden beddua
    ediyorsunuz? dediler. Biz yanlış bişey mi yaptık yoksa... Size baktık, sizi
    örnek aldık. Siz ne yaptınızsa, biz de onu yaptık...



    Memleketin Birinde: Merhumun
    Vasiyeti

    Kasım Efendi'nin garip inanışları da vardı. Merhametli kalbinde hayvan
    sevgisine geniş yer veren Kasım Efendi'nin evinde sürüyle kediler, köpekler
    bulunurdu. En büyük zevki güvercinlere ekmek doğramaktı. Hayatında hiç et yemez,
    bahçesinde her cins kümes hayvanı beslerdi.



    Ama onun en çok
    sevdiği "Karabaş"tı. Ondört yıllık köpeğiyle öylesine anlaşırdı ki, kelimesiz
    birbirlerinin sevinçlerini, üzüntülerini anlarlardı. Çoluk yok, çocuk yok...


    Ondört yıl bu Karabaş'la birlikte geçmişti. Karabaş iki gün süren bir
    hastalıktan sonra ölünce, Kasım Efendi perişan oldu. Hiçbişey onu avunduramaz
    oldu. Yirmidört saat, başında ağladı. Onu evine aldığı zaman yumruk kadar
    bişeydi. Parmağım süte banar, meme gibi ağzına verirdi. Karabaş sonradan koç
    kadar iri, güzel, insanlardan çok anlayışlı bir hayvan olmuştu.

    Kasım
    Efendi, Karabaş'a karşı son sevgisini de gösterecekti. Gözyaşları içinde
    hayvanı, tıpkı bir insan cesedi gibi sıcak sabunlu sularla yıkadı. Ona bir de
    tabut yaptırdı. Kendisini tanımadıkları bir mahalleye taşındı. Konu komşuya,
    muhtara, imama çocuğunun öldüğünü söyledi. Büyük bir cenaze töreniyle Karabaş
    evden kaldırıldı. Kasım Efendi, paradan yana sakınmıyordu.
    İskatçılara,
    duacılara, imama bol bol paralar verdi.

    Tabut cami avlusunda musalla
    taşına kondu. Tören tamamlandıktan sonra, mezara götürüldü. İşte bütün aksilik
    orda oldu. Oyuncu bir hayvan olan Karabaş, son oyununu da oynamıştı. Hocalar,
    kalabalık mezarın başında, biyandan gözleri yaşlı Kasım Efendi'yi teselli
    ederlerken, biyandan da dualar okuyorlardı. İki mezarcı, tabutu alıp çukura
    yerleştirirken, gözleri acayip bişeye ilişti. Tabut tahtasının budak deliğinden
    dışanya iki karış uzunluğunda bir köpek kuyruğu sarkıyordu. İki mezarcı korkudan
    tabutu ellerinden düşürdüler. Herkesi bir şaşkınlıktır aldı. Kasım Efendi, işi
    düzeltmek için,

    "Yavrum kuyrukluydu!" filan dedi ama, bir yavruda iki
    karış uzunluğunda kuyruk olabileceğine kimse inanmadı. Tabutu açtılar, içinden
    Karabaş'ın ölüsü çıktı.
    Kasım Efendi'yi çalyaka Kadı'nın karşısına
    çıkarttılar. İmamdan, cemaatten meseleyi dinleyen Kadı, Kasım Efendi'ye,
    -
    Bir iti, niçin bir insan gibi teçhiz ve tekfin edersiniz? Dinimiz adab ü
    erkanına mugayir değil mi?.. diye sordu.

    Kasım Efendi:
    - Ah Kadı
    Efendi, dedi, Karabaş'ın nasıl bir hayvan olduğunu, onun meziyetlerini
    bilseydiniz, suçlu bulmazdınız.
    - Bir itin ne meziyeti olur ki, onu mezarlığa
    defnedersin?..
    - Evvela, sadıktı... Bir kemik parçasının ölünceye kadar
    hatırını sayardı. Kimseye fenalık etmezdi. Cesurdu, güzeldi.
    - Bunlar sebep
    değil...
    Sıkışan Kasım Efendi, kendi yaptırdığı hayratı, Karabaş yapmış gibi
    anlatmaya başladı.
    - Hayır hasenat sahibiydi. Malının zekatını verirdi.
    Fitresini verirdi. Fakir fukaranın gönlünü hoş ederdi.
    - Böyle şey
    olmaz...
    - Hatta, sağlığında bir çeşme de yaptırmıştı. Bir sebil tamir
    ettirmiş, medreseye iki halı hediye etmişti.

    Kadı,
    - Sen mecnun musun?
    dedi, bir köpek böyle şeyler yapabilir mi hiç?
    Zor durumda kalan Kasım
    Efendi,
    - Köpekti ama, siz onun ne köpek olduğunu bilemezsiniz. Hatta ölmeden
    önce bana vasiyet etmişti... dedi.

    Hiddetlenen Kadı,
    - Bre mecnun,
    sen herkesi kendin gibi sersem mi sanırsın? Hiç it vasiyet eder mi?... diye
    bağırdı. O zaman Kasım Efendi,
    - Kadı Efendi, inanın vasiyet etti. Malının
    fakir fukaraya verilmesini söyledi... dedi.
    Kasım Efendi kuşağının arasından
    bir kese çıkardı:

    - Hatta şu beşyüz altının da Kadı Efendi Hazretleri'ne
    verilmesini vasiyet etmişti.

    Kadı Efendi'nin gözleri yaşardı,

    -
    Allah'ın rahmeti üstüne olsun, dedi, anlat Kasım Efendi, anlat. Merhum daha
    neler söylemişti?... Aman hepsini bir bir anlat... Merhumun vasiyetini yerine
    getirelim. Büyük sevabı vardır.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 3:14 pm