A'dan Z'ye Donanım
Bölüm 1: Bilgisayar
Donanımı
siteadi.com - A'dan Z'ye
Donanım
1.1- GirişBilgisayar,
kullanıcıdan aldığı verilerle mantıksal ve aritmetiksel işlemleri yapan yaptığı
işlemlerin sonucunu saklayabilen sakladığı bilgilere istenildiğinde ulaşılabilen
elektronik bir makinedir. Bu işlemleri yaparken veriler girilir ve işlenir.
Ayrıca, istendiğinde yapılan işlemler depolanabilir ve çıkısı alınabilir.
Bilgisayar işlem yaparken hızlıdır, yorulmaz, sıkılmaz. Bilgisayar
programlanabilir. Bilgisayar kendi başına bir is yapmaz. Bilgisayar ile ilgili
olarak kullanılan bu terimlerin anlamları aşağıda verilmiştir.
Giriş: kişi tarafından veya bilgisayar tarafından sağlanan
verilerdir. Bu veriler, sayılar, harfler, sözcükler, ses sinyalleri ve
komutlardır. Veriler giriş birimleri tarafından toplanır.
İşlem: veriler insanların amaçları doğrultusunda, programın
yetenekleri ölçüsünde işlem basamaklarından geçer.
Bellek: verilerin depolandığı yerdir. Giriş yapılan ve
işlenen veriler bellekte depolanır.
Çıkış:
bilgisayar tarafından işlem basamaklarından geçirilerek üretilen yazı, resim,
tablo, müzik, grafik, hareketli görüntü, vb
gibi ekrandan ya da yazıcı, hoparlör gibi değişik çıkış birimlerinden
alınmasıdır. Bir bilgisayarın işlem yapabilmesi için donanım ve yazılıma
gereksinim vardır.
Donanım (Hardware):
bilgisayarın fiziksel kısımlarına donanım denilmektedir. Ekran, klavye, sabit
disk (sabit disk), fare, yazıcı, bellek, mikroişlemci, tarayıcı vb. Bilgisayar donanımını oluşturan
parçalardır.
Yazılım (Software): bilgisayar
donanımında kullanılan çeşitli programlara yazılım denir. Bilgisayar donanımının
çalışmasını sağlayan yazılımlar olduğu gibi, bilgisayarda işlem yapmayı sağlayan
yazılımlarda vardır. Yazılıma örnek olarak, kelime işlemciler (Word processor),
tablolama (Spread Sheet), sunu (Presentation), programlama dilleri (Pascal, C,
Visual Basic vb[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.], ses (Sound) programları verilebilir.
1.2 Bilgisayar Sistem Birimleri
Bu birimler, bilgisayar
kasası içinde, ana kart üzerinde ya da doğrudan ana karta bağlı birimlerdir.
Burada öncelikle bilgisayarın beyni sayılan mikro işlemcinin de üzerinde
bulunduğu ana karttan bahsetmek gereklidir.
1.2.1 Ana
Kart
Ana kart, fiberglastan yapılmış, üzerinde bakir yolların
bulunduğu, genellikle koyu yeşil renkte büyükçe bir levhadır. Ana kart üzerinde,
mikroişlemci, bellek, genişleme yuvaları, BIOS ve diğer yardımcı devreler yer
alır. Sistem saati bu yardımcı devrelerden biridir. Ana kart, tüm sistemin
temelini oluşturmaktadır. Diğer kartlar (I/O kartı, grafik kartı, vb[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ana kart üzerindeki genişleme
yuvalarına takılır. Ana kart, tüm kartların kendi üzerine takılmasından dolayı
bu adı almıştır. Çünkü bilgisayarın diğer bileşenleri bir şekilde ana karta
bağlanıyor, birbirleri ile anlaşmak için ana kartı bir platform olarak
kullanıyor; yani bilgisayarın "sinir sistemi" ana kart üzerinde yer alıyor. Bir
kişisel bilgisayar (PC) 'in hangi özelliklere sahip olabileceğini belirleyen en
önemli bilesen ana karttır, çünkü ana kart üzerindeki elektronik bileşenler,
bilgisayara hangi tür işlemciler takılabileceğini, maksimum bellek kapasitesinin
ne kadar olabileceğini, bazı bileşenlerin hangi hızlara çıkabileceğini, hangi
yeni donanım teknolojilerini destekleyebileceğini belirlemektedir. Burada ana
kart ile ilgili sık kullanılan bazı teknik terimlerin bilinmesinde fayda vardır.
Bunlar:
Yonga Seti: yonga seti (Chip Set), ana
kartın "beynini" oluşturan entegre devrelerdir. Bunlara bilgisayarın trafik
polisleri diyebiliriz. Çünkü bu devreler işlemci, önbellek, sistem veri yolları,
çevre birimleri, kısacası bilgisayar içindeki her şey arasındaki veri akışını
denetler. Veri akışı, bilgisayarın pek çok parçasının işlemesi ve performansı
açısından çok önemli olduğundan, yonga seti de bilgisayarın kalitesi,
özellikleri ve hızı üzerinde en önemli etkiye sahip birkaç bileşenden biridir.
Eski sistemlerde bilgisayarın farklı bilesen ve işlevlerini, çok sayıda yonga
denetlerdi. Yeni sistemlerde hem maliyeti düşürmek, hem tasarımı basitleştirmek,
hem de daha iyi uyumluluk sağlamak için bu yongalar tek bir yonga seti olarak
düzenlendi. Günümüzde en yaygın yonga seti Intel tarafından üretilmektedir.
Intel kendi yonga setlerini, bunların desteklediği veri yolu teknolojilerini de
temsil edecek şekilde PCI set ve AGP set olarak da adlandırmaktadır. Silicon
Integrated Systems (SIS), Acer Labs Inc. (ALI), VIA gibi üretici firmaların da
geliştirdiği popüler yonga setleri vardır.
Veri
Yolu: bilgisayarın içindeki bileşenler birbirleri ile çeşitli şekillerde
"konuşurlar". Kasa içindeki bileşenlerin çoğu (işlemci, önbellek, bellek,
genişleme kartları, depolama aygıtları vs[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Birbirleri ile veri yolları aracılığı ile konuşurlar.
Basitçe, bilgisayarın bir bileşeninden diğerine verileri iletmek için kullanılan
devrelere veri yolu (BUS) adı verilir. Bu veri yollarının ucunda da genişleme
yuvaları bulunabilir. Sistem veri yolu denince, genelde ana kart üzerindeki
bileşenler arasındaki veri yolları anlaşılır. Ayrıca ana karta takılan kartların
işlemci ve belleğe erişebilmelerini sağlayan genişleme yuvalarına da veri yolu
adı verilir. Tüm veri yolları adres ve standart veri yolu olmak üzere iki
bölümden oluşur. Standart veri yolu bilgisayarda yapılan işlemlerle ilgili
verileri aktarırken, adres veri yolu, verilerin nerelere gideceğini belirler.
Bir veri yolunun kapasitesi önemlidir, çünkü bir seferde ne kadar veri transfer
edilebileceğini belirler. Örneğin, 16 bit'lik veri yolu bir seferde 16 bit, 32
bit'lik veri yolu 32 bit veri transfer eder. Her veri yolunun MHz cinsinden bir
saat hızı (frekans) değeri vardır. Hızlı bir veri yolu, verileri daha hızlı
transfer ederek uygulamaların daha hızlı çalışmasını sağlar. Kullandığımız bazı
donanım aygıtları da bu veri yollarına uygun olarak üretilir. Sadece iki donanım
aygıtını birbirine bağlayan veri yoluna "port" adı verilir. (örneğin AGP =
Advanced Graphics Port). Bugün bilgisayarlarımızda ısa, PCI ve AGP veri yolları
bulunmaktadır. Ana kartın üzerindeki farklı boyut ve renklerde yan yana dizilmiş
kart takma yuvalarından bunları tanıyabilirsiniz.
ISA
(Industry Standard Architecture): ana kartın kenarına yakin yerde bulunan
uzun siyah kart yuvaları ısa yuvasıdır. 17 yıldan beri kullanılan eski bir veri
yolu mimarisidir. 1984'te 8 bit'ten 16 bit'e çıkarılmıştır. Ama bugün bile 8
bitlik kartlar olabilir. Örneğin bir ISA kartın, yuvaya giren iki bölmeli
çıkıntısının sadece bir kenarında bağlantı bacakları varsa, bu 8 bitlik bir
karttır. 90'lardan itibaren çoğu aygıtın daha hızlı PCI modeli çıktığından ısa
yavaş yavaş terk edilmeye başlanmıştır. Hatta bugün ısa veri yolu olmayan ana
kartlar da bulunmaktadır. 1993'te Intel ve Microsoft, tak çalıştır ısa
standardını geliştirmiştir. Böylece işletim sistemi ISA kartların
konfigürasyonunu, sizin jumper'larla, dip switch'lerle boğuşmanıza gerek
kalmadan otomatik yapmaktadır.
PCI (Peripheral
Component Interconnect): ana kartta PCI yuvaları, ısa yuvalarının hemen
yanında bulunur; beyaz renkte ve ISA’ dan biraz daha kısadır. PCI veri yolu tak
çalışır desteklidir. 1993'te Intel tarafından geliştirilen bu veri yolu 64
bit'liktir, ama uyumluluk problemleri nedeniyle uygulamada genelde 32 bit'lik
bir veri yolu olarak kullanılır. 33 veya 66 MHz saat hızlarında çalışır. 32 bit
ve 33 MHz PCI veri yolunun kapasitesi 133 MB/sn dir.
AGP (Advanced Graphics Port): sadece ekran kartları için
çıkarılmış bir veri yoludur. Grafik ağırlıklı uygulamalar geliştikçe ( 3 boyutlu
grafikler, tam ekran video gibi) işlemci ile bilgisayarın grafik bileşenleri
arasında daha geniş bir bant genişliğine ihtiyaç doğmuştur. Bunun sonucunda
grafik kartlarında ısa’ dan bir ara veri yolu standardı olan VESA'ya, oradan da
PCI'a geçilmiştir. Ama bu da yeterli görülmeyince, grafik kartının işlemciye
doğrudan ulaşmasını sağlayacak, ona özel bir veri yolu olan AGP, 1997 sonunda
geliştirilmiştir. AGP kanalı, 32 bit genişliğindedir ve 66 MHz hızında çalışır.
Yani toplam bant geniş ligi, 266 MB/sn dir. Ayrıca özel bir sinyalleşme
metoduyla aynı saat hızında iki kat veya 4 kat daha hızlı veri akışının
sağlanabildiği 2xAGP ve 4xAGP modları vardır. 2xAGP'de veri akis hızı 533 MB/sn
olmaktadır. Ancak sistem veri yolu hızı 66 MHz ise, 2xAGP tüm bant genişliğini
kaplayıp diğer aygıtlara yer bırakmayacağı için 66 MHz'lik ana kartlarda 1xAGP
kullanılır. 100 MHz ana kartlarda bant genişliği 763 MB/sn 'ye çıktığından 2xAGP
ile uyumludur. 1 GB/sn isteyen 4xAGP'nin ise 133 MHz'lik sistem veri yoluna
sahip ana kartlarla uyumlu olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz. Peki bu
kadar hıza ihtiyacımız var mı? Günümüzün en ağır 3d oyunları bile bu hıza
ihtiyaç duymamaktadır. Bu yüzden aynı kartın PCI ve AGP versiyonları arasında
pek performans farkı yoktur. Yine de grafik için daha gelişmiş bir veri yolu
olduğu ve bize fazladan bir PCI yuvası boş bıraktığı için AGP kartları tercih
edilmektedir.
Portlar, Konektörler: bilgisayar
ile çalışırken kasa kapalı olduğundan ana kartı görmeyiz. Ama çeşitli aygıtları
bağlamak için kasanın arkasında yer alan girişler (portlar) doğrudan ana karta
bağlıdır. Eski ana kartlarda at form faktörü kullanılırken bu portlar birer
kablo aracılığı ile ana kart üzerindeki konektörlere bağlanırdı, ama ATX form
faktörü ile bu portlar ana kart ile bütünleşik duruma gelmiştir. Yani ana kartın
bir kenarında bulunan bu portlar, tam kasanın arka kısmındaki boşluklara denk
gelmektedir. Bu yüzden kasalar da ana kart form faktörlerine uygun olarak
üretilmektedir. Ana kartınız ve kasanız ATX formundaysa (artik tüm yeni
bilgisayarlarda öyle) kasanın arkasında tipik olarak bir klavye portu, bir fare
portu, iki USB portu, iki seri PC (com) portu, bir paralel (LPT) portu
göreceksiniz. Günümüzde klavye ve fare için artik PS/2 portu adı verilen küçük
yuvarlak, 6 pinli portlar kullanılıyor. Aslında fare seri portu da bir adaptör
yardımıyla kullanabilir (veya zaten seri kablolu fareler vardır), ama farenin de
kendine ait bir portu olması daha iyidir. Seri portlara genelde harici modemler
bağlanır, ama seri port kullanan başka aygıtlar da vardır (yedekleme aygıtları,
dijital kameralar gibi). Paralel porta ise yazıcı veya tarayıcı bağlanır. USB
portlara neredeyse her tür harici aygıt bağlanabilir. Ancak USB aygıtlar yeni
yeni yaygınlaşmaktadır. USB'nin özelliği, seri ve paralel portlara göre çok daha
hızlı olması ve USB aygıtlar üzerindeki yeni USB portları aracılığı ile ucuca
çok sayıda aygıtın zincirleme bağlanabilmesidir. Bunların dışında, ana kart
üzerine takılan (veya bütünleşik olan) grafik kartı, ses kartı, TV kartı, SCSI
kartı gibi aygıtların portları da kasa arkasında yer alır.
Ana kart
üzerinde, kasa içinden ulaşılabilen portlar da bulunur. Bunlar genel olarak iki
adet IDE portu, bir disket sürücü portu, ana kart ile bütünleşikse SCSI
portudur. Bu portlara takılan yassı kablolar aracılığı ile ana karta sabit disk,
CD sürücü, CD yazıcı, disket sürücü gibi dahili aygıtlar bağlanabilir. Bir IDE
portuna bağlı kabloya, üzerindeki iki konektör aracılığıyla iki aygıt
bağlanabilir. Bunların dışında, ana kart üzerinde işlemciyi takmak için bir
soket veya Slot bulunur. Soket, yassı dikdörtgen seklinde, işlemcinin iki düzlem
üzerinde (enine ve boyuna) uzanan iğnelerin oturduğu yuvaya verilen addır.
Günümüz ana kartlarında pga370 tipinde 370 iğneli Celeron işlemciler için PGA
soketleri, AMD K6-2 ve K6-3 işlemciler için AGP ve 100 MHz sistem veri yolu
desteği bulunan [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 7 soketleri, Cyrix (K6-2 ve eski Pentium MMX işlemciler
için) 66 MHz destekleyen Socket 7 tipi soketler bulunabilmektedir. Slot ise,
genişleme yuvalarına benzer, uzun ince dikdörtgen seklindeki işlemci yuvalarına
verilen addır.
Önbellek: bugün bilgisayarlarda
kullanılan tüm donanımlar 15 yıl öncesine göre çok daha hızlı. Ama her bir
donanım bileşeninin hızı eşit ölçüde artmadı. Örneğin, işlemcilerdeki performans
gelişimi, sabit disktekilerden kat kat daha fazladır. Hani bir bilgisayarın gücü
en zayıf halkası kadardır derler ya, işlemci ve bellek çok hızlı olsa da yavaş
kalan bir sabit disk ile bu performans artışını tam anlamı ile yaşamanız mümkün
değildir. İşlemci boş boş oturup kendisine bilgi gelmesini bekler. Tabii bunu
önlemek için bazı ara çözümler geliştirildi. Örneğin, yakin zamanda kullanılan
bilgilerin sabit diskten önbellek (cache) adı verilen bir birime aktarılması,
işlemcinin ihtiyaç duyduğunda sık kullanılan bilgileri bu önbellek alanından
alması olanaklı kilindi. İşte önbellekle menin esasi budur. Bir bilgisayarda
çeşitli bellek kademeleri vardır: birincil önbellek (L1 cache), ikincil önbellek
(L2 cache), sistem belleği (ram) ve sabit disk veya CD-rom. Diyelim ki işlemci
bir bilgiye ihtiyaç duyuyor. Önce gider, en hızlı bellek türü olan L1 önbelleğe
bakar. Bilgi orada varsa, gecikme olmaksızın bu bilgileri alır ve işler. L1
önbellekte yoksa L2'ye bakar ve bilgiler buradaysa nispeten küçük bir gecikme
ile bilgileri alır. Orada da yoksa önbelleğe göre daha yavaş kalan sistem
belleğine, yine yoksa en yavaşları olan sabit diske veya CD-rom vb. Bilginin geldiği aygıtlara bakar. L1 ön bellek en
hızlısıdır ve günümüz bilgisayarlarında doğrudan işlemci üzerinde yer alır. Bu
önbellek küçüktür (genelde 64k'ya kadar. Pentium III, Pentium II ve Celeron
işlemcilerde 32k, AMD K6-2 ve k6-3 işlemcilerde 64k). L2 önbellek biraz daha
yavaş ama biraz daha büyük olabilir. Pentium II ve III'lerde boyutu 512k'dir ve
işlemci ile işlemci hızının yari hızında haberleşir. İlk Celeron’larda yoktur;
günümüz Celeron’larında boyutu 128k'dir ve işlemciyle aynı hızda haberleşir. AMD
K6-2'lerde işlemci üzerinde değil, ana kart üzerindeki bir yuvada 2gb'a kadar L2
önbellek bulunabilir ve veri yolu hızında (66 veya 100 MHz) haberleşir. AMD
K6-3'de 256k önbellek bulunur ve işlemci ile aynı hızda haberleşir. AMD K6-3 L1
ve L2 önbelleği üzerinde bulundurduğu, aynı zamanda kullanıldıkları ana
kartlarda da sistem veri yolu hızında çalışan bir önbellek daha bulunduğu için
3. Düzey (l3) önbelleği literatüre sokmuştur.
IRQ
(KESME): (Interrupt Request) bir süre bilgisayar kullanan herkes su ünlü
"IRQ çakışması" tabirini duyar. IRQ ‘nun Türkçesi "kesme" dir. Yani işlemci bir
işle meşgulken, bilgisayarın bir yerinden başka bir donanımdan işlemciye söyle
bir emir geliyor: "benimle de ilgilen!" bu istek işlemcinin isini böler. Tabii
işlemci aynı anda çok sayıda isi birden yapabilir. Klavye ve fare kullanırken
bir yandan ekrana gönderilen verileri işler, sabit diskten okuma yapar, modemin
indirdiği dosyalara bakar vs. Ama işlemciye isini görmesi için ihtiyaç duyan bir
aygıtın ona sinyal gönderebilmesi için özel bir hatta ihtiyacı vardır. Buna IRQ
hattı adı verilir. Bilgisayarda 0'dan 15'e kadar numaralanan 16 IRQ hattı
vardır. İki aygıt aynı IRQ hattını kullanmaya kalkarsa çakışma meydana gelir ve
o aygıtlar kullanılamaz. Aygıtın birinin ayarlanarak boş olan bir hatta
yönlendirilmesi gerekir.
DMA KANALLARI: (Direct
Memory Access) doğrudan bellek erişim kanalları, sistem içinde çoğu aygıtın
doğrudan bellek ile veri alışverişi için kullandığı yollardır. IRQ'lar kadar
"ünlü" değillerdir, çünkü sayıları daha azdır ve daha az sayıda donanımda
kullanılırlar. Bu yüzden de daha az soruna yol açarlar. Bildiğiniz gibi işlemci
bilgisayarın beynidir. Eski bilgisayarlarda işlemci neredeyse her şeyi
üstlenirdi. Tabii, tüm donanım aygıtlarına veri göndermek ve onlardan veri almak
isini üstlendi. Ancak bu pek verimli olmazdı. İşlemci veri transferi ile
ilgilenmekten başka işlemleri doğru dürüst yerine getiremezdi. DMA sayesinde
bazı aygıtlar kendi aralarında veri transferi yapıp bu yükü işlemcinin üzerinden
aldı. DMA kanalları normalde yonga setinin bir bölümünü oluşturur. Bir
bilgisayarda 8 DMA kanalı bulunur ve 0'dan 7'ye kadar numaralandırılır. DMA'lar
genelde ses kartları, disket sürücüler, teyp yedekleme birimleri, yazıcı portu
(LPT1), ağ ve SCSI kartları, ses özelliği olan modemler tarafından
kullanılırlar.
BIOS: (Basic Input/Output System)
BIOS’ un açılımı temel giriş çıkış sistemi'dir. Bilgisayardaki en temel düzey
yazılımdır. Donanım ile (özellikle de işlemci ve yonga setiyle) işletim sistemi
arasında bir ara yüz görevi görür. BIOS sistem donanıma erişimi ve üzerinde
uygulamalarınızı çalıştırdığınız ileri düzey işletim sistemlerinin (Windows,
Linux vs[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yaratılmasını sağlar. BIOS aynı zamanda bilgisayarın
donanım ayarlarını kontrol eder. Bilgisayarın düğmesine bastığınızda boot
etmesinden ve diğer sistem işlevlerinden sorumludur. BlOS da bir yazılımdır
demiştik. Bu yazılım ana kart üzerindeki BIOS yongası üzerinde tutulur. Eskiden
BIOS bir rom (Read Only Memory) idi. Yani sadece okunabiliyordu, üzerine
yazılamıyordu. Daha sonra eklenen yeni donanımlara göre BlOS’ta güncelleme
yapılmasının gerekmesi üzerine Flash BIOS adı verilen
yazılabilir/güncellenebilir BIOS yongaları kullanılmaya başladı. Böylece
kullanıcılar daha güncel bir BIOS sürümünü ana kart üreticisinin web sitesinden
indirerek yükleyebilirler ( tabii yakin zamanlarda gündeme gelen Çernobil “Win
CIH” virüsünü duymuşsunuzdur. İşte bu virüs de yazılabilir BlOS’lardaki
bilgileri silerek bilgisayarın açılmasını engelliyor).
Benzer Konular
__________________
Bölüm 1: Bilgisayar
Donanımı
siteadi.com - A'dan Z'ye
Donanım
1.1- GirişBilgisayar,
kullanıcıdan aldığı verilerle mantıksal ve aritmetiksel işlemleri yapan yaptığı
işlemlerin sonucunu saklayabilen sakladığı bilgilere istenildiğinde ulaşılabilen
elektronik bir makinedir. Bu işlemleri yaparken veriler girilir ve işlenir.
Ayrıca, istendiğinde yapılan işlemler depolanabilir ve çıkısı alınabilir.
Bilgisayar işlem yaparken hızlıdır, yorulmaz, sıkılmaz. Bilgisayar
programlanabilir. Bilgisayar kendi başına bir is yapmaz. Bilgisayar ile ilgili
olarak kullanılan bu terimlerin anlamları aşağıda verilmiştir.
Giriş: kişi tarafından veya bilgisayar tarafından sağlanan
verilerdir. Bu veriler, sayılar, harfler, sözcükler, ses sinyalleri ve
komutlardır. Veriler giriş birimleri tarafından toplanır.
İşlem: veriler insanların amaçları doğrultusunda, programın
yetenekleri ölçüsünde işlem basamaklarından geçer.
Bellek: verilerin depolandığı yerdir. Giriş yapılan ve
işlenen veriler bellekte depolanır.
Çıkış:
bilgisayar tarafından işlem basamaklarından geçirilerek üretilen yazı, resim,
tablo, müzik, grafik, hareketli görüntü, vb
gibi ekrandan ya da yazıcı, hoparlör gibi değişik çıkış birimlerinden
alınmasıdır. Bir bilgisayarın işlem yapabilmesi için donanım ve yazılıma
gereksinim vardır.
Donanım (Hardware):
bilgisayarın fiziksel kısımlarına donanım denilmektedir. Ekran, klavye, sabit
disk (sabit disk), fare, yazıcı, bellek, mikroişlemci, tarayıcı vb. Bilgisayar donanımını oluşturan
parçalardır.
Yazılım (Software): bilgisayar
donanımında kullanılan çeşitli programlara yazılım denir. Bilgisayar donanımının
çalışmasını sağlayan yazılımlar olduğu gibi, bilgisayarda işlem yapmayı sağlayan
yazılımlarda vardır. Yazılıma örnek olarak, kelime işlemciler (Word processor),
tablolama (Spread Sheet), sunu (Presentation), programlama dilleri (Pascal, C,
Visual Basic vb[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.], ses (Sound) programları verilebilir.
1.2 Bilgisayar Sistem Birimleri
Bu birimler, bilgisayar
kasası içinde, ana kart üzerinde ya da doğrudan ana karta bağlı birimlerdir.
Burada öncelikle bilgisayarın beyni sayılan mikro işlemcinin de üzerinde
bulunduğu ana karttan bahsetmek gereklidir.
1.2.1 Ana
Kart
Ana kart, fiberglastan yapılmış, üzerinde bakir yolların
bulunduğu, genellikle koyu yeşil renkte büyükçe bir levhadır. Ana kart üzerinde,
mikroişlemci, bellek, genişleme yuvaları, BIOS ve diğer yardımcı devreler yer
alır. Sistem saati bu yardımcı devrelerden biridir. Ana kart, tüm sistemin
temelini oluşturmaktadır. Diğer kartlar (I/O kartı, grafik kartı, vb[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ana kart üzerindeki genişleme
yuvalarına takılır. Ana kart, tüm kartların kendi üzerine takılmasından dolayı
bu adı almıştır. Çünkü bilgisayarın diğer bileşenleri bir şekilde ana karta
bağlanıyor, birbirleri ile anlaşmak için ana kartı bir platform olarak
kullanıyor; yani bilgisayarın "sinir sistemi" ana kart üzerinde yer alıyor. Bir
kişisel bilgisayar (PC) 'in hangi özelliklere sahip olabileceğini belirleyen en
önemli bilesen ana karttır, çünkü ana kart üzerindeki elektronik bileşenler,
bilgisayara hangi tür işlemciler takılabileceğini, maksimum bellek kapasitesinin
ne kadar olabileceğini, bazı bileşenlerin hangi hızlara çıkabileceğini, hangi
yeni donanım teknolojilerini destekleyebileceğini belirlemektedir. Burada ana
kart ile ilgili sık kullanılan bazı teknik terimlerin bilinmesinde fayda vardır.
Bunlar:
Yonga Seti: yonga seti (Chip Set), ana
kartın "beynini" oluşturan entegre devrelerdir. Bunlara bilgisayarın trafik
polisleri diyebiliriz. Çünkü bu devreler işlemci, önbellek, sistem veri yolları,
çevre birimleri, kısacası bilgisayar içindeki her şey arasındaki veri akışını
denetler. Veri akışı, bilgisayarın pek çok parçasının işlemesi ve performansı
açısından çok önemli olduğundan, yonga seti de bilgisayarın kalitesi,
özellikleri ve hızı üzerinde en önemli etkiye sahip birkaç bileşenden biridir.
Eski sistemlerde bilgisayarın farklı bilesen ve işlevlerini, çok sayıda yonga
denetlerdi. Yeni sistemlerde hem maliyeti düşürmek, hem tasarımı basitleştirmek,
hem de daha iyi uyumluluk sağlamak için bu yongalar tek bir yonga seti olarak
düzenlendi. Günümüzde en yaygın yonga seti Intel tarafından üretilmektedir.
Intel kendi yonga setlerini, bunların desteklediği veri yolu teknolojilerini de
temsil edecek şekilde PCI set ve AGP set olarak da adlandırmaktadır. Silicon
Integrated Systems (SIS), Acer Labs Inc. (ALI), VIA gibi üretici firmaların da
geliştirdiği popüler yonga setleri vardır.
Veri
Yolu: bilgisayarın içindeki bileşenler birbirleri ile çeşitli şekillerde
"konuşurlar". Kasa içindeki bileşenlerin çoğu (işlemci, önbellek, bellek,
genişleme kartları, depolama aygıtları vs[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Birbirleri ile veri yolları aracılığı ile konuşurlar.
Basitçe, bilgisayarın bir bileşeninden diğerine verileri iletmek için kullanılan
devrelere veri yolu (BUS) adı verilir. Bu veri yollarının ucunda da genişleme
yuvaları bulunabilir. Sistem veri yolu denince, genelde ana kart üzerindeki
bileşenler arasındaki veri yolları anlaşılır. Ayrıca ana karta takılan kartların
işlemci ve belleğe erişebilmelerini sağlayan genişleme yuvalarına da veri yolu
adı verilir. Tüm veri yolları adres ve standart veri yolu olmak üzere iki
bölümden oluşur. Standart veri yolu bilgisayarda yapılan işlemlerle ilgili
verileri aktarırken, adres veri yolu, verilerin nerelere gideceğini belirler.
Bir veri yolunun kapasitesi önemlidir, çünkü bir seferde ne kadar veri transfer
edilebileceğini belirler. Örneğin, 16 bit'lik veri yolu bir seferde 16 bit, 32
bit'lik veri yolu 32 bit veri transfer eder. Her veri yolunun MHz cinsinden bir
saat hızı (frekans) değeri vardır. Hızlı bir veri yolu, verileri daha hızlı
transfer ederek uygulamaların daha hızlı çalışmasını sağlar. Kullandığımız bazı
donanım aygıtları da bu veri yollarına uygun olarak üretilir. Sadece iki donanım
aygıtını birbirine bağlayan veri yoluna "port" adı verilir. (örneğin AGP =
Advanced Graphics Port). Bugün bilgisayarlarımızda ısa, PCI ve AGP veri yolları
bulunmaktadır. Ana kartın üzerindeki farklı boyut ve renklerde yan yana dizilmiş
kart takma yuvalarından bunları tanıyabilirsiniz.
ISA
(Industry Standard Architecture): ana kartın kenarına yakin yerde bulunan
uzun siyah kart yuvaları ısa yuvasıdır. 17 yıldan beri kullanılan eski bir veri
yolu mimarisidir. 1984'te 8 bit'ten 16 bit'e çıkarılmıştır. Ama bugün bile 8
bitlik kartlar olabilir. Örneğin bir ISA kartın, yuvaya giren iki bölmeli
çıkıntısının sadece bir kenarında bağlantı bacakları varsa, bu 8 bitlik bir
karttır. 90'lardan itibaren çoğu aygıtın daha hızlı PCI modeli çıktığından ısa
yavaş yavaş terk edilmeye başlanmıştır. Hatta bugün ısa veri yolu olmayan ana
kartlar da bulunmaktadır. 1993'te Intel ve Microsoft, tak çalıştır ısa
standardını geliştirmiştir. Böylece işletim sistemi ISA kartların
konfigürasyonunu, sizin jumper'larla, dip switch'lerle boğuşmanıza gerek
kalmadan otomatik yapmaktadır.
PCI (Peripheral
Component Interconnect): ana kartta PCI yuvaları, ısa yuvalarının hemen
yanında bulunur; beyaz renkte ve ISA’ dan biraz daha kısadır. PCI veri yolu tak
çalışır desteklidir. 1993'te Intel tarafından geliştirilen bu veri yolu 64
bit'liktir, ama uyumluluk problemleri nedeniyle uygulamada genelde 32 bit'lik
bir veri yolu olarak kullanılır. 33 veya 66 MHz saat hızlarında çalışır. 32 bit
ve 33 MHz PCI veri yolunun kapasitesi 133 MB/sn dir.
AGP (Advanced Graphics Port): sadece ekran kartları için
çıkarılmış bir veri yoludur. Grafik ağırlıklı uygulamalar geliştikçe ( 3 boyutlu
grafikler, tam ekran video gibi) işlemci ile bilgisayarın grafik bileşenleri
arasında daha geniş bir bant genişliğine ihtiyaç doğmuştur. Bunun sonucunda
grafik kartlarında ısa’ dan bir ara veri yolu standardı olan VESA'ya, oradan da
PCI'a geçilmiştir. Ama bu da yeterli görülmeyince, grafik kartının işlemciye
doğrudan ulaşmasını sağlayacak, ona özel bir veri yolu olan AGP, 1997 sonunda
geliştirilmiştir. AGP kanalı, 32 bit genişliğindedir ve 66 MHz hızında çalışır.
Yani toplam bant geniş ligi, 266 MB/sn dir. Ayrıca özel bir sinyalleşme
metoduyla aynı saat hızında iki kat veya 4 kat daha hızlı veri akışının
sağlanabildiği 2xAGP ve 4xAGP modları vardır. 2xAGP'de veri akis hızı 533 MB/sn
olmaktadır. Ancak sistem veri yolu hızı 66 MHz ise, 2xAGP tüm bant genişliğini
kaplayıp diğer aygıtlara yer bırakmayacağı için 66 MHz'lik ana kartlarda 1xAGP
kullanılır. 100 MHz ana kartlarda bant genişliği 763 MB/sn 'ye çıktığından 2xAGP
ile uyumludur. 1 GB/sn isteyen 4xAGP'nin ise 133 MHz'lik sistem veri yoluna
sahip ana kartlarla uyumlu olup olmayacağını hep birlikte göreceğiz. Peki bu
kadar hıza ihtiyacımız var mı? Günümüzün en ağır 3d oyunları bile bu hıza
ihtiyaç duymamaktadır. Bu yüzden aynı kartın PCI ve AGP versiyonları arasında
pek performans farkı yoktur. Yine de grafik için daha gelişmiş bir veri yolu
olduğu ve bize fazladan bir PCI yuvası boş bıraktığı için AGP kartları tercih
edilmektedir.
Portlar, Konektörler: bilgisayar
ile çalışırken kasa kapalı olduğundan ana kartı görmeyiz. Ama çeşitli aygıtları
bağlamak için kasanın arkasında yer alan girişler (portlar) doğrudan ana karta
bağlıdır. Eski ana kartlarda at form faktörü kullanılırken bu portlar birer
kablo aracılığı ile ana kart üzerindeki konektörlere bağlanırdı, ama ATX form
faktörü ile bu portlar ana kart ile bütünleşik duruma gelmiştir. Yani ana kartın
bir kenarında bulunan bu portlar, tam kasanın arka kısmındaki boşluklara denk
gelmektedir. Bu yüzden kasalar da ana kart form faktörlerine uygun olarak
üretilmektedir. Ana kartınız ve kasanız ATX formundaysa (artik tüm yeni
bilgisayarlarda öyle) kasanın arkasında tipik olarak bir klavye portu, bir fare
portu, iki USB portu, iki seri PC (com) portu, bir paralel (LPT) portu
göreceksiniz. Günümüzde klavye ve fare için artik PS/2 portu adı verilen küçük
yuvarlak, 6 pinli portlar kullanılıyor. Aslında fare seri portu da bir adaptör
yardımıyla kullanabilir (veya zaten seri kablolu fareler vardır), ama farenin de
kendine ait bir portu olması daha iyidir. Seri portlara genelde harici modemler
bağlanır, ama seri port kullanan başka aygıtlar da vardır (yedekleme aygıtları,
dijital kameralar gibi). Paralel porta ise yazıcı veya tarayıcı bağlanır. USB
portlara neredeyse her tür harici aygıt bağlanabilir. Ancak USB aygıtlar yeni
yeni yaygınlaşmaktadır. USB'nin özelliği, seri ve paralel portlara göre çok daha
hızlı olması ve USB aygıtlar üzerindeki yeni USB portları aracılığı ile ucuca
çok sayıda aygıtın zincirleme bağlanabilmesidir. Bunların dışında, ana kart
üzerine takılan (veya bütünleşik olan) grafik kartı, ses kartı, TV kartı, SCSI
kartı gibi aygıtların portları da kasa arkasında yer alır.
Ana kart
üzerinde, kasa içinden ulaşılabilen portlar da bulunur. Bunlar genel olarak iki
adet IDE portu, bir disket sürücü portu, ana kart ile bütünleşikse SCSI
portudur. Bu portlara takılan yassı kablolar aracılığı ile ana karta sabit disk,
CD sürücü, CD yazıcı, disket sürücü gibi dahili aygıtlar bağlanabilir. Bir IDE
portuna bağlı kabloya, üzerindeki iki konektör aracılığıyla iki aygıt
bağlanabilir. Bunların dışında, ana kart üzerinde işlemciyi takmak için bir
soket veya Slot bulunur. Soket, yassı dikdörtgen seklinde, işlemcinin iki düzlem
üzerinde (enine ve boyuna) uzanan iğnelerin oturduğu yuvaya verilen addır.
Günümüz ana kartlarında pga370 tipinde 370 iğneli Celeron işlemciler için PGA
soketleri, AMD K6-2 ve K6-3 işlemciler için AGP ve 100 MHz sistem veri yolu
desteği bulunan [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 7 soketleri, Cyrix (K6-2 ve eski Pentium MMX işlemciler
için) 66 MHz destekleyen Socket 7 tipi soketler bulunabilmektedir. Slot ise,
genişleme yuvalarına benzer, uzun ince dikdörtgen seklindeki işlemci yuvalarına
verilen addır.
Önbellek: bugün bilgisayarlarda
kullanılan tüm donanımlar 15 yıl öncesine göre çok daha hızlı. Ama her bir
donanım bileşeninin hızı eşit ölçüde artmadı. Örneğin, işlemcilerdeki performans
gelişimi, sabit disktekilerden kat kat daha fazladır. Hani bir bilgisayarın gücü
en zayıf halkası kadardır derler ya, işlemci ve bellek çok hızlı olsa da yavaş
kalan bir sabit disk ile bu performans artışını tam anlamı ile yaşamanız mümkün
değildir. İşlemci boş boş oturup kendisine bilgi gelmesini bekler. Tabii bunu
önlemek için bazı ara çözümler geliştirildi. Örneğin, yakin zamanda kullanılan
bilgilerin sabit diskten önbellek (cache) adı verilen bir birime aktarılması,
işlemcinin ihtiyaç duyduğunda sık kullanılan bilgileri bu önbellek alanından
alması olanaklı kilindi. İşte önbellekle menin esasi budur. Bir bilgisayarda
çeşitli bellek kademeleri vardır: birincil önbellek (L1 cache), ikincil önbellek
(L2 cache), sistem belleği (ram) ve sabit disk veya CD-rom. Diyelim ki işlemci
bir bilgiye ihtiyaç duyuyor. Önce gider, en hızlı bellek türü olan L1 önbelleğe
bakar. Bilgi orada varsa, gecikme olmaksızın bu bilgileri alır ve işler. L1
önbellekte yoksa L2'ye bakar ve bilgiler buradaysa nispeten küçük bir gecikme
ile bilgileri alır. Orada da yoksa önbelleğe göre daha yavaş kalan sistem
belleğine, yine yoksa en yavaşları olan sabit diske veya CD-rom vb. Bilginin geldiği aygıtlara bakar. L1 ön bellek en
hızlısıdır ve günümüz bilgisayarlarında doğrudan işlemci üzerinde yer alır. Bu
önbellek küçüktür (genelde 64k'ya kadar. Pentium III, Pentium II ve Celeron
işlemcilerde 32k, AMD K6-2 ve k6-3 işlemcilerde 64k). L2 önbellek biraz daha
yavaş ama biraz daha büyük olabilir. Pentium II ve III'lerde boyutu 512k'dir ve
işlemci ile işlemci hızının yari hızında haberleşir. İlk Celeron’larda yoktur;
günümüz Celeron’larında boyutu 128k'dir ve işlemciyle aynı hızda haberleşir. AMD
K6-2'lerde işlemci üzerinde değil, ana kart üzerindeki bir yuvada 2gb'a kadar L2
önbellek bulunabilir ve veri yolu hızında (66 veya 100 MHz) haberleşir. AMD
K6-3'de 256k önbellek bulunur ve işlemci ile aynı hızda haberleşir. AMD K6-3 L1
ve L2 önbelleği üzerinde bulundurduğu, aynı zamanda kullanıldıkları ana
kartlarda da sistem veri yolu hızında çalışan bir önbellek daha bulunduğu için
3. Düzey (l3) önbelleği literatüre sokmuştur.
IRQ
(KESME): (Interrupt Request) bir süre bilgisayar kullanan herkes su ünlü
"IRQ çakışması" tabirini duyar. IRQ ‘nun Türkçesi "kesme" dir. Yani işlemci bir
işle meşgulken, bilgisayarın bir yerinden başka bir donanımdan işlemciye söyle
bir emir geliyor: "benimle de ilgilen!" bu istek işlemcinin isini böler. Tabii
işlemci aynı anda çok sayıda isi birden yapabilir. Klavye ve fare kullanırken
bir yandan ekrana gönderilen verileri işler, sabit diskten okuma yapar, modemin
indirdiği dosyalara bakar vs. Ama işlemciye isini görmesi için ihtiyaç duyan bir
aygıtın ona sinyal gönderebilmesi için özel bir hatta ihtiyacı vardır. Buna IRQ
hattı adı verilir. Bilgisayarda 0'dan 15'e kadar numaralanan 16 IRQ hattı
vardır. İki aygıt aynı IRQ hattını kullanmaya kalkarsa çakışma meydana gelir ve
o aygıtlar kullanılamaz. Aygıtın birinin ayarlanarak boş olan bir hatta
yönlendirilmesi gerekir.
DMA KANALLARI: (Direct
Memory Access) doğrudan bellek erişim kanalları, sistem içinde çoğu aygıtın
doğrudan bellek ile veri alışverişi için kullandığı yollardır. IRQ'lar kadar
"ünlü" değillerdir, çünkü sayıları daha azdır ve daha az sayıda donanımda
kullanılırlar. Bu yüzden de daha az soruna yol açarlar. Bildiğiniz gibi işlemci
bilgisayarın beynidir. Eski bilgisayarlarda işlemci neredeyse her şeyi
üstlenirdi. Tabii, tüm donanım aygıtlarına veri göndermek ve onlardan veri almak
isini üstlendi. Ancak bu pek verimli olmazdı. İşlemci veri transferi ile
ilgilenmekten başka işlemleri doğru dürüst yerine getiremezdi. DMA sayesinde
bazı aygıtlar kendi aralarında veri transferi yapıp bu yükü işlemcinin üzerinden
aldı. DMA kanalları normalde yonga setinin bir bölümünü oluşturur. Bir
bilgisayarda 8 DMA kanalı bulunur ve 0'dan 7'ye kadar numaralandırılır. DMA'lar
genelde ses kartları, disket sürücüler, teyp yedekleme birimleri, yazıcı portu
(LPT1), ağ ve SCSI kartları, ses özelliği olan modemler tarafından
kullanılırlar.
BIOS: (Basic Input/Output System)
BIOS’ un açılımı temel giriş çıkış sistemi'dir. Bilgisayardaki en temel düzey
yazılımdır. Donanım ile (özellikle de işlemci ve yonga setiyle) işletim sistemi
arasında bir ara yüz görevi görür. BIOS sistem donanıma erişimi ve üzerinde
uygulamalarınızı çalıştırdığınız ileri düzey işletim sistemlerinin (Windows,
Linux vs[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yaratılmasını sağlar. BIOS aynı zamanda bilgisayarın
donanım ayarlarını kontrol eder. Bilgisayarın düğmesine bastığınızda boot
etmesinden ve diğer sistem işlevlerinden sorumludur. BlOS da bir yazılımdır
demiştik. Bu yazılım ana kart üzerindeki BIOS yongası üzerinde tutulur. Eskiden
BIOS bir rom (Read Only Memory) idi. Yani sadece okunabiliyordu, üzerine
yazılamıyordu. Daha sonra eklenen yeni donanımlara göre BlOS’ta güncelleme
yapılmasının gerekmesi üzerine Flash BIOS adı verilen
yazılabilir/güncellenebilir BIOS yongaları kullanılmaya başladı. Böylece
kullanıcılar daha güncel bir BIOS sürümünü ana kart üreticisinin web sitesinden
indirerek yükleyebilirler ( tabii yakin zamanlarda gündeme gelen Çernobil “Win
CIH” virüsünü duymuşsunuzdur. İşte bu virüs de yazılabilir BlOS’lardaki
bilgileri silerek bilgisayarın açılmasını engelliyor).
Benzer Konular
- CHIP
Dergisi | A'dan Z'ye Network Görsel Eğitim Seti | Türkçe... - A'dan
Z'ye bütün Radyolar... - Donanım
Terimler Sözlüğü... - Windows
XP'de Mavi Ekran Hataları... - A'dan
Z'ye Bilgisayar Sözlüğü...
Yenilikci bir
tarzımız için PAYLAŞIMLAR KENDİ uploandmuz olacaktır .... RAR olarak paylaşılan
bütün dosyalarda Sitemizin Reklamları Olacaktır.. Aynı zamanda bütün Paylaşmış
olcagım Paylaşımlar Anti Virüs Eset Smart sucrity programı
ile Taranmış ve Anti virüs ve sapam Hiç bir şekilde olmayacaktır... Ama
Hersey Rahmen Bütün Paylaşımları indirdikten sonra Kullanmış oldugunuz Anti
virüs Programı ile tarama Yapın... Sorumluluk Kabul edilmez...
tarzımız için PAYLAŞIMLAR KENDİ uploandmuz olacaktır .... RAR olarak paylaşılan
bütün dosyalarda Sitemizin Reklamları Olacaktır.. Aynı zamanda bütün Paylaşmış
olcagım Paylaşımlar Anti Virüs Eset Smart sucrity programı
ile Taranmış ve Anti virüs ve sapam Hiç bir şekilde olmayacaktır... Ama
Hersey Rahmen Bütün Paylaşımları indirdikten sonra Kullanmış oldugunuz Anti
virüs Programı ile tarama Yapın... Sorumluluk Kabul edilmez...