Jiyanmedya

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Jiyanmedya

En Yeni Paylaşım Platformu


    Falcı kadın......

    avatar
    admin


    Mesaj Sayısı : 622
    Kayıt tarihi : 12/03/13

    Falcı kadın...... Empty Falcı kadın......

    Mesaj tarafından admin Ptsi Nis. 01, 2013 7:53 am

    Falcı kadın

    Olay 1999 yazında gerçekleşmişti. Ben bu tarihte
    Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle geceleri geç yattığım için
    öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün
    ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin
    karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve
    beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri
    yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:

    -"falına bakmamı ister misin?"


    Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam
    ederken.Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı:


    -"falına bakmamı ister misin?"

    Bunun üzerine dayanamayıp
    arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini
    göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer
    nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı. Kadınla göz göze geldik ve kadın az
    önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden
    yineledi:

    -"falına bakmamı ister misin?"

    Ben de üzerimde
    neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde
    “hayır” diyerek arkamı döndüm .Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın
    kadına "benim falıma bak" dediğini duydum. “Duydum” diyorum çünkü o 3-5 saniye
    arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım kolumu tutarak benim de
    baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari sanki
    bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu
    sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma
    gelerek sanki bir “Rıdvan”(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine
    ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın aynen
    şunları söyledi:

    -falına bakıcam!

    Ben de sanki bu bir
    oyunmuşçasına;

    "-niye"dedim.

    Kadın buz gibi donuk sesiyle


    “-çünkü az önce istediğini söyledin” dedi.

    Az önce kaynağını
    bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye
    başladı. Ve aklımdan ““neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten”” denen o en
    tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına “TAMAM” dedim.

    Kadın hiç
    duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı
    söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu
    ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü.


    “Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma.”


    İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum
    ama mümkün değildi. Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben bu korkuyla
    karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın parmaklarımın arasına bir bezden
    sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Ve sonra sanki bana
    acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bi
    an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi:

    “Bir
    kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde
    çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların
    hepsi sona erecek. Annen çok uzaklardan bir haber alacak. Ve en son söylediği
    söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip
    sizden ayrılacak.

    Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan
    olaylardan bahsedeyim.2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben
    artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra

    kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü.
    Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için
    Avusturalya'ya gitti. Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra
    tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim.
    ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki. Son bir kez uğradığım benzin
    istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının
    yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim
    için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım .Adamın bana
    inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum.
    Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben tarif doğrultusunda eve
    gittim. Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi. Yanmış yıkık dökük içinde şarap
    içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde
    şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini
    söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım
    merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm.
    Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun.



    ÇÜNKÜ O
    GÜNDEN SONRA SAĞ ELİMDEKİ KOKU HİÇ ÇIKMADI......

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 5:44 pm