Jiyanmedya

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Jiyanmedya

En Yeni Paylaşım Platformu


    Konfücyüs

    avatar
    admin


    Mesaj Sayısı : 622
    Kayıt tarihi : 12/03/13

    Konfücyüs  Empty Konfücyüs

    Mesaj tarafından admin Cuma Mart 29, 2013 3:07 pm

    Konfücyüs  Konfucyus1

    Konfüçyüs
    (M.Ö. 551-479); Buddha, Thales ve Pythagor’la yaklaşık aynı zamanda yaşadı.
    Konfüçyus’tan günümüze ulaşan bir metin yoktur; ancak onun düşüncesinin merkezî
    yönleri öğrencileriyle arasında geçen sohbetler (sorular ve cevaplar)dan alınan
    kısa notların bir araya getirilmesiyle oluşan Analeclerde kaydedilmiştir.
    Diyaloglar, daha çok düzgün davranış üzerinde odaklanan toplumsal-ahlakî
    sorunlara hasredilmiştir. Bu eserde Konfüçyüs, sıkı sıkıya geleneğe bağlı bir
    düşünür olarak karşımıza çıkar: Bireyler, geleneği dikkatli bir şekilde
    inceleyerek görevlerinin ne olduğunu anlayabilirler. Gelenek aynı zamanda
    halihazırdaki karmakarışık toplumsal vaziyetin ıslahına yönelik çabalar için bir
    norm olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla, Konfüçyus’un öğretisinde klasik
    metinlerin çalışılmasına bu kadar merkezî bir yer verilmesi son derece
    doğal*dır. Hakim tavır, Hint felsefesindeki gibi dünyadan kaçış değil, dünyaya
    uyum sağlamaktır.
    Konfüçyüs, tabiat felsefesi ve din felsefesiyle çok az
    ilgilenmişti. Daha çok Sokrates’in yaptığı gibi birey üzerinde odaklanır. Bu
    tutumu gayet veciz olarak şu ifadede açığa çıkar: ‘Ahırlar yandığı zaman,
    saraydan dönüşünde “kimse yaralandı mı?” diye sordu, atları sormadı.’ Doğru
    davranışın kriteri insanlık kavramında özetlenir. Konfüçyüs insanlığı, Dağdaki
    Vaaz’da verilen mesajı ha*tırlatan kelimelerle tartışır: “Tzu-kung ‘insanların
    her zaman takip edebilecekleri tek bir deyiş var mı?’ diye sordu. Efendi ‘belki
    de saygı üzerine olan deyiş: başkalarının sana yapmasını istemediği şeyi sen de
    başkalarına yapma” (15. ki*tap, 23. parça, sayfa 198). Kişinin komşusunu sevmesi
    fikri, Konfüçyanizmde sıklıkla ‘ölçü ilkesi’ olarak adlandırılır: Başkalarından
    beklentimiz, bizim başka*larına karşı davranışlarımız için mihenk taşı
    olmalıdır.
    Konfüçyus’un insanlık ve şefkatle ilgili öğretisi, tam manasıyla
    evrensel bir yöneliş olarak yorumlanmamalıdır. O, açıkça toplumun katmanlara
    ayrılmasını savunur. Dolayısıyla bireyin görevi toplumsal konumuna bağlıdır.
    Konfüçyus’a göre iyi hayat, ‘5 insani ilişkide’ açığa çıkar: Yönetici devlet
    memuru, baba oğul, karı koca, yaşlı genç ve arkadaş ilişkilerinde. Her birinin
    kendine ait bir görevi vardır. Yöneticinin tebaasıyla olan ilişkisi şu cümlede
    gayet güzel ifade edilmiştir: ‘Bir beyefendinin özü, rüzgarınkine benzer; küçük
    insanların özüyse otlarınki gibidir. Bir rüzgar, otların üzerinden estiği zaman,
    otların seçim şansı yoktur; sadece boyun eğerler.’? (12. kitap, 19. parça, sayfa
    168). Bu cümle de ölçü ilkesinin bir uygulaması olarak anlaşılabilir. Bu, belki
    de bu bağlamda tebâ olan bireylerin şu soruyu sormaları gerektiği şeklinde
    anlaşılabilir: Ben bir yönetici olarak tebâmın nasıl davranmasını isterdim?
    Şayet cevap, boyun eğmeleri gerektiğiyse; bunun anlamı, ölçü ilkesinin
    geleneksel üstünlük ve boyun eğmeyle uyumlu olduğudur.
    Konfüçyüs, sistemli
    bir felsefe geliştirmedi. En başta insan ilişkileri konu*sunda faydalı
    tavsiyelerde bulundu ve hikmetle ilgili kendine özgü bir öğreti geliştirdi.
    Hayatı boyunca çok sayıda talebesi oldu. Bu pragmatik eğilimli Konfüçyanizm Çin
    kültüründe ve toplumunda günümüze kadar önemli bir rol oynamıştır. Pratik
    felsefeyi cümle kalıplarında, vecizelerde ve kısa denemelerde sunmak modern
    Çin’de bile sıra dışı değildir. (Mao’nun Kızıl Kitabıyla karşılaştırınız, Başkan
    Mao Tse-Tung’dan Alıntılar)
    Konfüçyusçu ahlak, Mencius ya da Meng Zi (M.Ö.
    yaklaşık 371-289) tarafın*dan daha da geliştirilmiştir. Mencius, Konfüçyus’la
    aynı çizgide, insanın doğuş*tan iyi olduğuna ve bu iyiliğin eğitim aracılığıyla
    geliştirilebileceğine inanır. Bu dönemde yaşamış olan bir çok Çinli filozof gibi
    Mencius da hayatını, prenslere iki esaslı erdem; insanlık (jen) ve dürüstlük
    (yi) konularında yol gösterdiği saraylarda geçirmişti.

    Konfüçyüs´ten
    Sözler:

    Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey
    onun etrafında döner.

    Alkışı en sessiz şekilde karşılayan, alkışı hak
    etmiş demektir.

    Ne aradığını bilmeyen bulduğunu
    anlayamaz.

    Araştırma yapıldığı zaman ancak bilgi artırılabilir; bilgi
    artırıldığında ancak istek samimi olabilir; istek samimi olduğunda ancak akıl
    ıslah edilebilir; akıl ıslah edildiğinde ancak özel yaşam iyileştirilebilir;
    özel yaşam iyileştirildiğinde ancak aile yapısı düzeltilebilir. Aile yapısı
    düzeltildiğinde ancak devlet düzen içinde yönetilebilir.

    Aşk, dört nala
    giden at gibidir, ne dizginden anlar, ne söz dinler.

    Aç midenin cezasını
    yorgun ayaklar çeker.

    Asıl bilgi insanın cehaletini tanımasında
    yatar.

    Bildiğini bilenin arkasından gidiniz, bildiğini bilmeyeni
    uyarınız, bilmediğini bilene öğretiniz, bilmediğini bilmeyenden
    kaçınız.

    Bilgi insanı şüpheden, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak
    korkudan kurtarır.

    Bilgiye sahip olarak doğmuş birisi değilim. Öğretmeyi
    seviyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.

    Bir milleti tutsak etmek isterseniz,
    onun müziğini çürütün.

    Bir şeyi bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye
    çalış. Bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et. İşte bu
    bilgidir.

    Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş
    batıyor demektir.

    Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana
    çıkmazsan, korkaksın demektir.

    Bir ülkede adaletin varlığı kişinin
    kendini özgürce ifade etmesinden anlaşılır. Bir ülkede adaletsizliğin varlığı
    ise kişilerin başına buyruk davranışından anlaşılır. İyi insanlar sorunları
    önlemek için çaba sarf ederler.

    Bir insanı doyurmak istiyorsanız, ona
    balık verin; aç kalmamasını istiyorsanız ona balık tutmayı
    öğretin.

    Gerçeği bilenler ile onu sevenler hiçbir zaman eşit
    değildirler

    Derin olan kuyu değil,kısa olan iptir.

    Güçlü olan,
    zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanına
    hükmedebilendir

    İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını
    önemser.

    İnsanları niçin öldürüyorsunuz, biraz bekleyin zaten
    ölecekler.

    İyi insan, güzel söz söyleyen değil, söylediğini yapan ve
    yapabileceklerini söyleyen adamdır.

    Kelimelerin kuvvetini bilmeyen
    insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir.

      Forum Saati Cuma Nis. 26, 2024 8:21 am