ADAMI GÖZÜMÜN ÖNÜNE
GETİRİRİM
Arkadaşı Karadenizliye sormuş:
-Yalnızken kendi kendine konuşma
huyun var mıdır?
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün
önüne getiririm, öyle konuşurum.
--------------------------------------------------------------------------------
AĞAÇLARADAN GÖREMİYORUM
Temelle
Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor :
-Dursun ormanın
güzelliğine bak.
Dursun:
-Ağaçlardan göremiyorumki.
--------------------------------------------------------------------------------
AKŞAM SERİNLİĞİNDE
Bir mecliste
konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz
yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını
etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan
geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe
gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da
enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde
gideceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------
ALERJİ
Temel, Cemal'e
:
-Fadime'nin kürke alerjisi var.
-Nerden pileysun?
-Ne zaman kürk
giymiş pi avrat cörse hastalanayı.
--------------------------------------------------------------------------------
ANLAMLI ANLAMLI
Karadenizlinin biri
hemşerisine anlatıyor :
-Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam
bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı.
-Sen ne yaptın?
-Bende
bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.
--------------------------------------------------------------------------------
ARABAM DIŞARIDA
Temel kırtasiye'ye
girmiş, tezgahtara :
-Pana pir roman lazum, demiş.
Kırtasiye tezgahtarı
sormuş :
-Efendim agır mı olsun hafif mi?
Temel :
-Farketmez, nasul
olsa arabam dısarudadur.
--------------------------------------------------------------------------------
ARİTMETİK
Aritmetik öğretmeni Temel
öğrencilerinden şikayet ediyormuş :
-Derste peş kere peş kaç ediy, diye
sorayrum, kırk cevapı alayrum.Halbuki peş kere peş yirmi peş, pilemedun
otuz
--------------------------------------------------------------------------------
ARKADAŞIN OLDUĞUM İÇİN Mİ?
Adamın
biri karadenizli arkadaşına "eşek" demiş.
Karadenizli sormuş :
-Eşek
olduğum için mi arkadaşınım; yoksa arkadaşın olduğum için mi
eşeğim?
--------------------------------------------------------------------------------
ASANSÖR
Temel kapıcı, çalıştığı on
katlı binanın asansörü bozulunca bir kağıt asıyor, üstünde şu yazılar var
:
"Asansör pozuk, en yakın asansör yüz metre ileride, yandaki
pinadadur"
--------------------------------------------------------------------------------
ASLAN
Temel hayvanat bahçesinde
gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
-Hoop, dur ne yapıyorsun,
orası aslan kafesi, diye bağırışmışlar.Temel geri dönmüş,
-Sankim aslanınızı
yedük.
--------------------------------------------------------------------------------
ASMAK
Dursun evinden çıktığında
birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.Hemen
gidip ipi ağaçtan çözer.Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar
:
-Ha sen ne yapayudun öyle?
-Hiç kendimi asaydum...
-Ha uşağum, penum
pildiğum insan poynundan asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu
Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu
poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.
--------------------------------------------------------------------------------
AŞAĞISI BİR İŞ
DÜŞÜNÜYOR
Karadanizliye sormuşlar :
-Neden baştaki saç ağarıyor da,
aşağıdaki ağarmıyor?
-Aşağısı bir iş düşünüyor, yukarısı bin iş düşünüyorda
ondan, demiş Karadenizli.
--------------------------------------------------------------------------------
ATALARIMIZ TELSİZ TELEFON
KULLANMIŞLAR!!!
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları
konferansına davet edilir.Amerikalılar anlatmaya başlar :
-Biz ülkemizde
yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.Öyleyse
bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
Sıra Türkiyeye gelir
ve Temel başlar anlatmaya:
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı
indik ama birşey bulamadık.Öyleyse atalarımız telsiz telefon
kullanmışlardır.
--------------------------------------------------------------------------------
AT YARIŞI
At yarışına merak
saran Temel bir gün hipordroma gider. Yalnız önünde delicesine bir o yana bir bu
yana koşan atlara akıl erdiremez ve dayanamayarak yanındakine sorar.
-Hah
hemşerim bu atlar ne deli gibi koşup duruyor.
Adam da :
-1. olana ikramiye
var da ondan, der.
Temel de cevap vererek :
-Hah 1. olana para varda
ötekiler niye koşup duruyor.
--------------------------------------------------------------------------------
ATTA GİDECEĞİZ
Azrail Temel'in
canını almak için gelmişti. Temel hemen bir çare buldu. İsaret parmağını ağzına
sokup, ağuk guğuk sesleri de çıkararak bebek taklıdı yaptı. Azrail durumu
anlamış ve Temel'in oyununu bozmamış, gitmiş. Ertesi ve daha ertesi günü Temel
yine aynı numarayı yapmış ve kurtulmuş. Hatta daha ileri giderek kendisine birde
emzik bile almış. Azrail yine gelmiş, Temel hemen yerde emeklemeye baslamış.
Azrail Temel'e :
-Temel gel attaaaa gideceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------
AYAĞIMI DENİZE SOKUP
Temel her gün
köyden evine gidince paçaları ıslak gidiyormuş. Bir gün köylünün biri sormuş
:
-Ya Temel neden senin paçaların hep ıslak?
Temel akıllı ya :
-Deniz
kenarına gittiğim zaman bir sigara içiyorum sonra bu sigarayı denize atıyorum.
Ondan sonra söndüğünden emin olmak için ayağımı denize sokup tekrar
söndürüyorum.
--------------------------------------------------------------------------------
AYAKKABI
Temel işe girmek için sözlü
sınava giriyor.Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :
-Ne
sorayiler?
-Ayakkabı.
Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay
soruyorlar :
-Dört ayaklıdır, miyav miyav der.
Temel soruyor
:
-Bağcıkli midur?
--------------------------------------------------------------------------------
AYNI YAŞTA TEĞİL MİDUR?
Temel
yaşlanmış ve sol ayağı devamlı ağrımaya başlamıştır. Ağrılara dayanamayan Temel
günün birinde doktora gitmiş :
-Eyi çünler toktor pey.
-Buyrun size nasıl
yardımcı olabilirim.
-Pir şiçayetum vardur.
-Anlatın sizi
dinliyorum.
-Haçan pubenim sol ayağım tevamli olarak ağrımaktadır.
Temeli
kısa bir süre inceleyen doktor teşhisini koyar.
-Efendim sizin sorununuz
yaşlılıktan meydana gelmektedir. Yani ayağınızda romatizma vardır. Doktorun bu
teşhisini duyan Temel :
-Ula toktor pey madem öyle diyeysunuz ama penum sağ
ayağım hiç ağrımıyor o da öbür ayağımla aynı yaşta teğil
midur.?????
--------------------------------------------------------------------------------
BANA GÜVENMEYİN
Gazetede şöyle
bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor.Yüksek tahsilli, İngilizce ve Fransızca
bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve
bekar olması gerekir...
Temel başvurmuş :
-Ben demiş, yüksek tahsil şöyle
dursun ilk mektebi bile zor biturdum.İnciluzce de Firansizca da bilmeyrum.Yaşım
45'den yukarı, boyum 1.67...
-Eeee, demişler.Ne demek istiyorsun?
Temel
gayet ciddi :
-Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana
güvenmiyesunuz demeye geldim...
--------------------------------------------------------------------------------
BAŞLARINA BİRŞEY GELMİŞ Mİ?
Temel
askerdeymiş. Teröristlerin köprünün altına gelip pusu kuracakları haberini
almışlar. Temelin bölüğüde teröristlere operasyon düzenlemek için köprüde pusuya
yatmışlar. Bir saat olmuş gelen giden yok, iki saat olmuş yok, beş saat olmuş
yok. Temel komutanın yanına giderek :
-Komutanım gidip bakıyım başlarına
birşey gelmiş olmasın, demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BENDE BAŞARILI BİR
ERKEĞİM
Karadeniz'in erkekleri köy ve kasabalarda genelde önden giderler.
Hanımları da bir kaç adım geriden onları takip ederdi. Trabzon'a gelen Musa
Ağacık (Star Gazetesi köşe yazarlarından) önden giden adamı görünce dayanamaz
durdurarak sorar :
-Beyefendi, sana demokrasi ve hak adına bir soru
soracağım.
-Buyur sor?
-Şu geriden gelen teyze hanımınız mı?
-Evet, ne
olmuş?
-Demokrasi ve hak adına sen bu vaziyetten utanmıyor musun? Sen önde
hanımın arkada.
-Niye utanayım ki? Her başarılı erkeğin arkasında bir hanım
yok mudur?
-Vaaar!
-Eeee!Bende başarılı bir
erkeğim.
--------------------------------------------------------------------------------
BENDE TUTULDUM
Doktor Temel
hastasına sorar :
-Verdiğim ilaçlar iyi geldi mu?
Hasta :
-Neden
sordun?
Temel :
-Aynı hastaluğa pende tutildum da
ondan.
--------------------------------------------------------------------------------
BEN GERİ DÖNÜYORUM
Temel'e Dursun
Karadeniz sahilinde oturuyorlarmış Temel Dursuna demiş ki :
-Gel beraber
Amerika'ya yüzelim.
İki kafadar Karadeniz'den başlamışlar yüzmeye. Fıkra bu
ya Amerika'ya yaklaşmışlar özgürlük anıtını görmüşler tam bu sırada bizim Temel
:
-Dursun ben kesildum geri doneyrum, demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BENİM ABİ DEVAM ET
Adamın biri
yeni BMW siyle havalı havalı dolaşıyormuş. Kırmızı ışıkta durmuş. Bir kaç saniye
sonra kamyon arkadan SHRANKKKKKK diye vurmuş. Adam dısarı çıkıp bakınca
kamyondan Temel inmiş ve başlamış yalvarmaya :
-Abi etme eyleme ben bu üç
kuruş maaşla bu arabanın aynasını alamam beni bağışla. Sen büyüksün abi yaptık
bi eşşeklik bağışla abi beni.
Adam acımış Temel'e.Tam arabayı tamire
götürürken yine bir kırmızı ışıkta durmuş. Yine arkadan kamyon geçirmiş buna.
Sinirli sinirli çıkmış adam tekrar. Bi bakmış yine Temel!
Camdan bağırmış
:
-Benim abi ben, devam et!
--------------------------------------------------------------------------------
BEN ZATEN 8 FOTOĞRAF MAKİNESİ
GETİRMİŞTİM
Temel'in vesikalık fotoğraf çektirmesi gerekir.Arkadaşı Dursun
Temel'e :
-Sen şuraya bir çukur kaz ben fotoğraf makinesini alıp geliyorum,
demiş.Bir süre sonra Dursun gelmiş bir de bakmış ki Temel 8 adet çukur
kazmış.Dursun şaşırmış.
-Niye 8 tane çukur kazdın deyince.
Temel :
-8
adet fotoğraf çekmeyecekmiyiz.İşte onun için demiş.
Dursun ise :
-Hiç
gerek yoktu.Ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim,
demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BEYAZ AT BENİM
Temel ile Dursun iki
tane at almışlar. Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli
değil. O yüzden Temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş ve atın bir tanesinin
kuyruğunu kesmiş. Dursun'un ona inat o da diğer atın kuyruğunu kesmiş. Temel bu
sefer atın bir tanesine boya ile işaret koymus. Dursun'da ona inat aynı yere
aynı boya ile diğer ata işaret koymuş. Bakmış ki böyle de olmuyor. Temel
Dursun'a :
-Ha Tursun bak bu böyle olmayacak Beyaz at benimki, siyah at da
seninki olsun, demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BIYIK
Lazistan'ı gezmekte olan
turist :
-Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.
Temel, burnuna
dikkat çekerek :
-Piz önemli ve değerli şeylerin altini
çizeruz.
--------------------------------------------------------------------------------
BİR KUZUDA EVDE
Bir inşaata amele
alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal'in seçmesi istenir. Adaylar
kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir.
-Pize 1 kisi
lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum. Bir ara gözü Temel'e ilişir.
Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temeli sınava alır ve
sorar.
-Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha
verdum kaç kuzu oldi?
-6 tane oldi. Cemal biraz bozulur ama
çaktırmaz.
-Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum.
-Sana
2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi ?
-Tört kuzi oldi.
Cemal sinirlenir, Ama hemsehrisinide işe almak ister.
-Peçi 1 kuzi verdim,
sonra bir kuzi taha verdum kaç etti ?
-Üç etti. Bunun üzerine Cemal iki tokat
çakar ve tekrar sorar.
-Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi?
-İçi tane. Cemal
iyice sinirlenir ve Temeli iyice döver.
-Ulan hemşeru teyup işe almak
istedum, sende tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur
anladun mi?
-Olir mi, der Temel.
-Penum evde bir kuzi de kendumin
var.
--------------------------------------------------------------------------------
BİR ŞANS DAHA VER
Öğretmen Temele
kafayı takmış.İlla sınıfta bırakacakmış çocuğu diye millet dedikodu
yapmış.Öğretmende halkın önünde Temeli sınav yapmaya karar vermiş.Stadta millet
toplanmış.Ve öğretmen megafonla Temele sormuş :
-Yedi kere yedi
kaçtır?
-Kırk tokuz demiş, Temel.
Bir saniye sonra staddakiler ayağa
kalkıp hep bir ağızdan :
-Pi sanş taha ver, pi sanş taha ver, diye
bağırmışlar.
--------------------------------------------------------------------------------
BİSİKLET
Trabzonla Rize arasında bir
zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla
gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel'e
:
-Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel :
-Kum, demiş. Memur kum
torbasına elini sokmuş karıştırmış gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu
olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu
halde geçmiş. Yıllar sonra Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru
karşılaşmış.
Gümrük Memuru :
-Ula Temel artık emekli oldum sana birşey
yapamam gerçekten ne geçiriyordun gümrükten?, demiş.
Temel :
-Bisiklet,
demiş
--------------------------------------------------------------------------------
BİZ NE DEDİK
Temel bir gün hakimin
karşısına çıkartılır.
Hakim Temel'e sorar :
-Evladim senin adın ne
bakim?
Temel :
-Adım "Temel", fakat "Z" si yok.
Hakim biran düşünür ve
Temel'e dönerek der :
-Evladım, "Temel"de "Z" yok ki!
Temel hemen cevabı
yapıştırır :
-Eeeee, biz ne deduk hakim bey?
--------------------------------------------------------------------------------
BMW
Temel BMW almış ve on saatte
Trabzon'a varmış. Dönüşte, BMW ile geri geleceğim karşılayın diye İstanbul'a
telgraf çekmiş. Temel 40 saat sonra varmış, merakla sebebi sorulunca :
-Pu
BMW'lerin ileri pes vitesi, ceride ise sadece pi vitesi
var.
--------------------------------------------------------------------------------
HALİNE ŞÜKRET
Dursun, çok feci
bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken
kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur,
asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl
yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp
intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi,
başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine
şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki
kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi
birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de
bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de
bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır
oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle
Temel'e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula
bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik
vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın
haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense
iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak
misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi...
Patlayrum.
--------------------------------------------------------------------------------
SAY
Bizim küçük Temel, Okuldan bir
türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:
-Oğlum seni imtihan edeceğim.
Bilirsen seni mezun edeceğim.
Temel sevinir, sözlüye kalkar...
Hoca:
-Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar?
Küçük
Temel:
-Alti defa savaştiler öğretmenum.
Hoca:
-Aferin sana Temel,
tebrik ederum, der.
Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken,
hoca:
-Peki say bakalım, demez mi?
Küçük Temel:
-Bir... İki... Üç...
Dört... Beş... Alti.
--------------------------------------------------------------------------------
TEMEL'İN OĞLU
Temel'in oğlu küçük
Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar:
-Temel, baban nasıl iyi mi?
Küçük
Temel:
-Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi
oriya...
Öğretmen şaşkın:
-Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev
mahvoldu...
Küçük Temel sakin:
-Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam
ağzı açuk uyur...
--------------------------------------------------------------------------------
BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ?
Temel, bir
gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada
ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma
yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar,
metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da
kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir
kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey
kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi
yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel
şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse
tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını
kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!
--------------------------------------------------------------------------------
FADİME'DEN E-POSTA...
Şubat ayının
soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş
gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı
bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler.
Eşi, Dursun'dan önce gider
Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta
gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir
gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel,
bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır.
Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes
yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar.
Temel, bir süre sonra
kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını
gösterir:
"Sevgili Kocacığım,
Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın
senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime
yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle
bekliyorum..." (Karın)
--------------------------------------------------------------------------------
VERGİ
Bizim Temel uluslararası
ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını
tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel..
Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak.
Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerikada önce yere bir çizgi çizeriz ve
sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları
halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım
yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupada başka ama ona
benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan
vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner,
dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...
Sıra bizim Temele
gelir ve başlar anlatmaya:
-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda
sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum
öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi
çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere
düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak
geri döner...
--------------------------------------------------------------------------------
GEÇİM ÇARESİ
Siyasiler boş yere
kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdrisin
parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği
kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga
ederler...
Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl
çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
- Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun
yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New Yorki bombaliyalum... Sora da
Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha
zengin oldun...
Dursun atılır:
- Ula daha kolayi varken öyle niye
edeyruk... En iyisi Amerikaya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma
yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha
zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
- Ula uşaklar ya savaşi
biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...
GETİRİRİM
Arkadaşı Karadenizliye sormuş:
-Yalnızken kendi kendine konuşma
huyun var mıdır?
-Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün
önüne getiririm, öyle konuşurum.
--------------------------------------------------------------------------------
AĞAÇLARADAN GÖREMİYORUM
Temelle
Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor :
-Dursun ormanın
güzelliğine bak.
Dursun:
-Ağaçlardan göremiyorumki.
--------------------------------------------------------------------------------
AKŞAM SERİNLİĞİNDE
Bir mecliste
konuşulurken,
Amerikalı :
-Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
Alman :
-Biz
yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
Fransız :
-Atom bombasını
etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
Bizim Karadenizli de onlardan
geri kalmamak için :
-Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
-Güneşe
gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
Karadenizli gülümsemiş :
-O kadar da
enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde
gideceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------
ALERJİ
Temel, Cemal'e
:
-Fadime'nin kürke alerjisi var.
-Nerden pileysun?
-Ne zaman kürk
giymiş pi avrat cörse hastalanayı.
--------------------------------------------------------------------------------
ANLAMLI ANLAMLI
Karadenizlinin biri
hemşerisine anlatıyor :
-Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam
bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı.
-Sen ne yaptın?
-Bende
bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.
--------------------------------------------------------------------------------
ARABAM DIŞARIDA
Temel kırtasiye'ye
girmiş, tezgahtara :
-Pana pir roman lazum, demiş.
Kırtasiye tezgahtarı
sormuş :
-Efendim agır mı olsun hafif mi?
Temel :
-Farketmez, nasul
olsa arabam dısarudadur.
--------------------------------------------------------------------------------
ARİTMETİK
Aritmetik öğretmeni Temel
öğrencilerinden şikayet ediyormuş :
-Derste peş kere peş kaç ediy, diye
sorayrum, kırk cevapı alayrum.Halbuki peş kere peş yirmi peş, pilemedun
otuz
--------------------------------------------------------------------------------
ARKADAŞIN OLDUĞUM İÇİN Mİ?
Adamın
biri karadenizli arkadaşına "eşek" demiş.
Karadenizli sormuş :
-Eşek
olduğum için mi arkadaşınım; yoksa arkadaşın olduğum için mi
eşeğim?
--------------------------------------------------------------------------------
ASANSÖR
Temel kapıcı, çalıştığı on
katlı binanın asansörü bozulunca bir kağıt asıyor, üstünde şu yazılar var
:
"Asansör pozuk, en yakın asansör yüz metre ileride, yandaki
pinadadur"
--------------------------------------------------------------------------------
ASLAN
Temel hayvanat bahçesinde
gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
-Hoop, dur ne yapıyorsun,
orası aslan kafesi, diye bağırışmışlar.Temel geri dönmüş,
-Sankim aslanınızı
yedük.
--------------------------------------------------------------------------------
ASMAK
Dursun evinden çıktığında
birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.Hemen
gidip ipi ağaçtan çözer.Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar
:
-Ha sen ne yapayudun öyle?
-Hiç kendimi asaydum...
-Ha uşağum, penum
pildiğum insan poynundan asılayi.
Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu
Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :
-Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu
poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.
--------------------------------------------------------------------------------
AŞAĞISI BİR İŞ
DÜŞÜNÜYOR
Karadanizliye sormuşlar :
-Neden baştaki saç ağarıyor da,
aşağıdaki ağarmıyor?
-Aşağısı bir iş düşünüyor, yukarısı bin iş düşünüyorda
ondan, demiş Karadenizli.
--------------------------------------------------------------------------------
ATALARIMIZ TELSİZ TELEFON
KULLANMIŞLAR!!!
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları
konferansına davet edilir.Amerikalılar anlatmaya başlar :
-Biz ülkemizde
yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.Öyleyse
bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
Sıra Türkiyeye gelir
ve Temel başlar anlatmaya:
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı
indik ama birşey bulamadık.Öyleyse atalarımız telsiz telefon
kullanmışlardır.
--------------------------------------------------------------------------------
AT YARIŞI
At yarışına merak
saran Temel bir gün hipordroma gider. Yalnız önünde delicesine bir o yana bir bu
yana koşan atlara akıl erdiremez ve dayanamayarak yanındakine sorar.
-Hah
hemşerim bu atlar ne deli gibi koşup duruyor.
Adam da :
-1. olana ikramiye
var da ondan, der.
Temel de cevap vererek :
-Hah 1. olana para varda
ötekiler niye koşup duruyor.
--------------------------------------------------------------------------------
ATTA GİDECEĞİZ
Azrail Temel'in
canını almak için gelmişti. Temel hemen bir çare buldu. İsaret parmağını ağzına
sokup, ağuk guğuk sesleri de çıkararak bebek taklıdı yaptı. Azrail durumu
anlamış ve Temel'in oyununu bozmamış, gitmiş. Ertesi ve daha ertesi günü Temel
yine aynı numarayı yapmış ve kurtulmuş. Hatta daha ileri giderek kendisine birde
emzik bile almış. Azrail yine gelmiş, Temel hemen yerde emeklemeye baslamış.
Azrail Temel'e :
-Temel gel attaaaa gideceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------
AYAĞIMI DENİZE SOKUP
Temel her gün
köyden evine gidince paçaları ıslak gidiyormuş. Bir gün köylünün biri sormuş
:
-Ya Temel neden senin paçaların hep ıslak?
Temel akıllı ya :
-Deniz
kenarına gittiğim zaman bir sigara içiyorum sonra bu sigarayı denize atıyorum.
Ondan sonra söndüğünden emin olmak için ayağımı denize sokup tekrar
söndürüyorum.
--------------------------------------------------------------------------------
AYAKKABI
Temel işe girmek için sözlü
sınava giriyor.Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :
-Ne
sorayiler?
-Ayakkabı.
Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay
soruyorlar :
-Dört ayaklıdır, miyav miyav der.
Temel soruyor
:
-Bağcıkli midur?
--------------------------------------------------------------------------------
AYNI YAŞTA TEĞİL MİDUR?
Temel
yaşlanmış ve sol ayağı devamlı ağrımaya başlamıştır. Ağrılara dayanamayan Temel
günün birinde doktora gitmiş :
-Eyi çünler toktor pey.
-Buyrun size nasıl
yardımcı olabilirim.
-Pir şiçayetum vardur.
-Anlatın sizi
dinliyorum.
-Haçan pubenim sol ayağım tevamli olarak ağrımaktadır.
Temeli
kısa bir süre inceleyen doktor teşhisini koyar.
-Efendim sizin sorununuz
yaşlılıktan meydana gelmektedir. Yani ayağınızda romatizma vardır. Doktorun bu
teşhisini duyan Temel :
-Ula toktor pey madem öyle diyeysunuz ama penum sağ
ayağım hiç ağrımıyor o da öbür ayağımla aynı yaşta teğil
midur.?????
--------------------------------------------------------------------------------
BANA GÜVENMEYİN
Gazetede şöyle
bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor.Yüksek tahsilli, İngilizce ve Fransızca
bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve
bekar olması gerekir...
Temel başvurmuş :
-Ben demiş, yüksek tahsil şöyle
dursun ilk mektebi bile zor biturdum.İnciluzce de Firansizca da bilmeyrum.Yaşım
45'den yukarı, boyum 1.67...
-Eeee, demişler.Ne demek istiyorsun?
Temel
gayet ciddi :
-Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana
güvenmiyesunuz demeye geldim...
--------------------------------------------------------------------------------
BAŞLARINA BİRŞEY GELMİŞ Mİ?
Temel
askerdeymiş. Teröristlerin köprünün altına gelip pusu kuracakları haberini
almışlar. Temelin bölüğüde teröristlere operasyon düzenlemek için köprüde pusuya
yatmışlar. Bir saat olmuş gelen giden yok, iki saat olmuş yok, beş saat olmuş
yok. Temel komutanın yanına giderek :
-Komutanım gidip bakıyım başlarına
birşey gelmiş olmasın, demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BENDE BAŞARILI BİR
ERKEĞİM
Karadeniz'in erkekleri köy ve kasabalarda genelde önden giderler.
Hanımları da bir kaç adım geriden onları takip ederdi. Trabzon'a gelen Musa
Ağacık (Star Gazetesi köşe yazarlarından) önden giden adamı görünce dayanamaz
durdurarak sorar :
-Beyefendi, sana demokrasi ve hak adına bir soru
soracağım.
-Buyur sor?
-Şu geriden gelen teyze hanımınız mı?
-Evet, ne
olmuş?
-Demokrasi ve hak adına sen bu vaziyetten utanmıyor musun? Sen önde
hanımın arkada.
-Niye utanayım ki? Her başarılı erkeğin arkasında bir hanım
yok mudur?
-Vaaar!
-Eeee!Bende başarılı bir
erkeğim.
--------------------------------------------------------------------------------
BENDE TUTULDUM
Doktor Temel
hastasına sorar :
-Verdiğim ilaçlar iyi geldi mu?
Hasta :
-Neden
sordun?
Temel :
-Aynı hastaluğa pende tutildum da
ondan.
--------------------------------------------------------------------------------
BEN GERİ DÖNÜYORUM
Temel'e Dursun
Karadeniz sahilinde oturuyorlarmış Temel Dursuna demiş ki :
-Gel beraber
Amerika'ya yüzelim.
İki kafadar Karadeniz'den başlamışlar yüzmeye. Fıkra bu
ya Amerika'ya yaklaşmışlar özgürlük anıtını görmüşler tam bu sırada bizim Temel
:
-Dursun ben kesildum geri doneyrum, demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BENİM ABİ DEVAM ET
Adamın biri
yeni BMW siyle havalı havalı dolaşıyormuş. Kırmızı ışıkta durmuş. Bir kaç saniye
sonra kamyon arkadan SHRANKKKKKK diye vurmuş. Adam dısarı çıkıp bakınca
kamyondan Temel inmiş ve başlamış yalvarmaya :
-Abi etme eyleme ben bu üç
kuruş maaşla bu arabanın aynasını alamam beni bağışla. Sen büyüksün abi yaptık
bi eşşeklik bağışla abi beni.
Adam acımış Temel'e.Tam arabayı tamire
götürürken yine bir kırmızı ışıkta durmuş. Yine arkadan kamyon geçirmiş buna.
Sinirli sinirli çıkmış adam tekrar. Bi bakmış yine Temel!
Camdan bağırmış
:
-Benim abi ben, devam et!
--------------------------------------------------------------------------------
BEN ZATEN 8 FOTOĞRAF MAKİNESİ
GETİRMİŞTİM
Temel'in vesikalık fotoğraf çektirmesi gerekir.Arkadaşı Dursun
Temel'e :
-Sen şuraya bir çukur kaz ben fotoğraf makinesini alıp geliyorum,
demiş.Bir süre sonra Dursun gelmiş bir de bakmış ki Temel 8 adet çukur
kazmış.Dursun şaşırmış.
-Niye 8 tane çukur kazdın deyince.
Temel :
-8
adet fotoğraf çekmeyecekmiyiz.İşte onun için demiş.
Dursun ise :
-Hiç
gerek yoktu.Ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim,
demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BEYAZ AT BENİM
Temel ile Dursun iki
tane at almışlar. Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli
değil. O yüzden Temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş ve atın bir tanesinin
kuyruğunu kesmiş. Dursun'un ona inat o da diğer atın kuyruğunu kesmiş. Temel bu
sefer atın bir tanesine boya ile işaret koymus. Dursun'da ona inat aynı yere
aynı boya ile diğer ata işaret koymuş. Bakmış ki böyle de olmuyor. Temel
Dursun'a :
-Ha Tursun bak bu böyle olmayacak Beyaz at benimki, siyah at da
seninki olsun, demiş.
--------------------------------------------------------------------------------
BIYIK
Lazistan'ı gezmekte olan
turist :
-Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.
Temel, burnuna
dikkat çekerek :
-Piz önemli ve değerli şeylerin altini
çizeruz.
--------------------------------------------------------------------------------
BİR KUZUDA EVDE
Bir inşaata amele
alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal'in seçmesi istenir. Adaylar
kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir.
-Pize 1 kisi
lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum. Bir ara gözü Temel'e ilişir.
Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temeli sınava alır ve
sorar.
-Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha
verdum kaç kuzu oldi?
-6 tane oldi. Cemal biraz bozulur ama
çaktırmaz.
-Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum.
-Sana
2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi ?
-Tört kuzi oldi.
Cemal sinirlenir, Ama hemsehrisinide işe almak ister.
-Peçi 1 kuzi verdim,
sonra bir kuzi taha verdum kaç etti ?
-Üç etti. Bunun üzerine Cemal iki tokat
çakar ve tekrar sorar.
-Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi?
-İçi tane. Cemal
iyice sinirlenir ve Temeli iyice döver.
-Ulan hemşeru teyup işe almak
istedum, sende tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur
anladun mi?
-Olir mi, der Temel.
-Penum evde bir kuzi de kendumin
var.
--------------------------------------------------------------------------------
BİR ŞANS DAHA VER
Öğretmen Temele
kafayı takmış.İlla sınıfta bırakacakmış çocuğu diye millet dedikodu
yapmış.Öğretmende halkın önünde Temeli sınav yapmaya karar vermiş.Stadta millet
toplanmış.Ve öğretmen megafonla Temele sormuş :
-Yedi kere yedi
kaçtır?
-Kırk tokuz demiş, Temel.
Bir saniye sonra staddakiler ayağa
kalkıp hep bir ağızdan :
-Pi sanş taha ver, pi sanş taha ver, diye
bağırmışlar.
--------------------------------------------------------------------------------
BİSİKLET
Trabzonla Rize arasında bir
zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla
gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel'e
:
-Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel :
-Kum, demiş. Memur kum
torbasına elini sokmuş karıştırmış gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu
olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu
halde geçmiş. Yıllar sonra Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru
karşılaşmış.
Gümrük Memuru :
-Ula Temel artık emekli oldum sana birşey
yapamam gerçekten ne geçiriyordun gümrükten?, demiş.
Temel :
-Bisiklet,
demiş
--------------------------------------------------------------------------------
BİZ NE DEDİK
Temel bir gün hakimin
karşısına çıkartılır.
Hakim Temel'e sorar :
-Evladim senin adın ne
bakim?
Temel :
-Adım "Temel", fakat "Z" si yok.
Hakim biran düşünür ve
Temel'e dönerek der :
-Evladım, "Temel"de "Z" yok ki!
Temel hemen cevabı
yapıştırır :
-Eeeee, biz ne deduk hakim bey?
--------------------------------------------------------------------------------
BMW
Temel BMW almış ve on saatte
Trabzon'a varmış. Dönüşte, BMW ile geri geleceğim karşılayın diye İstanbul'a
telgraf çekmiş. Temel 40 saat sonra varmış, merakla sebebi sorulunca :
-Pu
BMW'lerin ileri pes vitesi, ceride ise sadece pi vitesi
var.
--------------------------------------------------------------------------------
HALİNE ŞÜKRET
Dursun, çok feci
bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken
kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur,
asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl
yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp
intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi,
başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine
şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki
kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi
birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de
bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de
bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır
oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle
Temel'e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula
bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik
vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın
haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense
iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak
misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi...
Patlayrum.
--------------------------------------------------------------------------------
SAY
Bizim küçük Temel, Okuldan bir
türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:
-Oğlum seni imtihan edeceğim.
Bilirsen seni mezun edeceğim.
Temel sevinir, sözlüye kalkar...
Hoca:
-Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar?
Küçük
Temel:
-Alti defa savaştiler öğretmenum.
Hoca:
-Aferin sana Temel,
tebrik ederum, der.
Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken,
hoca:
-Peki say bakalım, demez mi?
Küçük Temel:
-Bir... İki... Üç...
Dört... Beş... Alti.
--------------------------------------------------------------------------------
TEMEL'İN OĞLU
Temel'in oğlu küçük
Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar:
-Temel, baban nasıl iyi mi?
Küçük
Temel:
-Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi
oriya...
Öğretmen şaşkın:
-Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev
mahvoldu...
Küçük Temel sakin:
-Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam
ağzı açuk uyur...
--------------------------------------------------------------------------------
BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ?
Temel, bir
gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada
ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma
yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar,
metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da
kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir
kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey
kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi
yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel
şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse
tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını
kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!
--------------------------------------------------------------------------------
FADİME'DEN E-POSTA...
Şubat ayının
soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş
gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı
bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler.
Eşi, Dursun'dan önce gider
Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta
gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir
gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel,
bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır.
Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes
yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar.
Temel, bir süre sonra
kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını
gösterir:
"Sevgili Kocacığım,
Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın
senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime
yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle
bekliyorum..." (Karın)
--------------------------------------------------------------------------------
VERGİ
Bizim Temel uluslararası
ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını
tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel..
Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak.
Amerikan vatandaşı söz alır:
-Bizim Amerikada önce yere bir çizgi çizeriz ve
sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları
halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım
yaparız...
Derken Avrupalı söz alır ve:
- Bizim Avrupada başka ama ona
benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan
vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner,
dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...
Sıra bizim Temele
gelir ve başlar anlatmaya:
-Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda
sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum
öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi
çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere
düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak
geri döner...
--------------------------------------------------------------------------------
GEÇİM ÇARESİ
Siyasiler boş yere
kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdrisin
parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği
kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga
ederler...
Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl
çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
- Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun
yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New Yorki bombaliyalum... Sora da
Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha
zengin oldun...
Dursun atılır:
- Ula daha kolayi varken öyle niye
edeyruk... En iyisi Amerikaya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma
yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha
zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
- Ula uşaklar ya savaşi
biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...