Jiyanmedya

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Jiyanmedya

En Yeni Paylaşım Platformu


    Karadeniz fıkraları (70 adet)

    avatar
    admin


    Mesaj Sayısı : 622
    Kayıt tarihi : 12/03/13

    Karadeniz fıkraları (70 adet)  Empty Karadeniz fıkraları (70 adet)

    Mesaj tarafından admin Ptsi Nis. 01, 2013 8:04 am

    ADAMI GÖZÜMÜN ÖNÜNE
    GETİRİRİM
    Arkadaşı Karadenizliye sormuş:
    -Yalnızken kendi kendine konuşma
    huyun var mıdır?
    -Ben kendi kendime konumam, demiş karadenizli.Adamı gözümün
    önüne getiririm, öyle konuşurum.

    --------------------------------------------------------------------------------

    AĞAÇLARADAN GÖREMİYORUM
    Temelle
    Dursun ormanda yürüyorlar.Bir ara Temel Dursuna sesleniyor :
    -Dursun ormanın
    güzelliğine bak.
    Dursun:
    -Ağaçlardan göremiyorumki.

    --------------------------------------------------------------------------------
    AKŞAM SERİNLİĞİNDE
    Bir mecliste
    konuşulurken,
    Amerikalı :
    -Biz Mars'a gideceğiz, demiş.
    Alman :
    -Biz
    yakıtsız giden otomobil üreteceğiz, demiş.
    Fransız :
    -Atom bombasını
    etkisiz hale getirecek projelerimiz var, demiş.
    Bizim Karadenizli de onlardan
    geri kalmamak için :
    -Biz de güneşe gideceğiz, demiş.
    -Güneşe
    gidemezsiniz, demişler. Güneş yakar.
    Karadenizli gülümsemiş :
    -O kadar da
    enayi değiliz, tabi, demiş. Akşam serinliğinde
    gideceğiz.


    --------------------------------------------------------------------------------
    ALERJİ
    Temel, Cemal'e
    :
    -Fadime'nin kürke alerjisi var.
    -Nerden pileysun?
    -Ne zaman kürk
    giymiş pi avrat cörse hastalanayı.

    --------------------------------------------------------------------------------
    ANLAMLI ANLAMLI
    Karadenizlinin biri
    hemşerisine anlatıyor :
    -Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam
    bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı.
    -Sen ne yaptın?
    -Bende
    bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.

    --------------------------------------------------------------------------------
    ARABAM DIŞARIDA
    Temel kırtasiye'ye
    girmiş, tezgahtara :
    -Pana pir roman lazum, demiş.
    Kırtasiye tezgahtarı
    sormuş :
    -Efendim agır mı olsun hafif mi?
    Temel :
    -Farketmez, nasul
    olsa arabam dısarudadur.

    --------------------------------------------------------------------------------
    ARİTMETİK
    Aritmetik öğretmeni Temel
    öğrencilerinden şikayet ediyormuş :
    -Derste peş kere peş kaç ediy, diye
    sorayrum, kırk cevapı alayrum.Halbuki peş kere peş yirmi peş, pilemedun
    otuz


    --------------------------------------------------------------------------------
    ARKADAŞIN OLDUĞUM İÇİN Mİ?
    Adamın
    biri karadenizli arkadaşına "eşek" demiş.
    Karadenizli sormuş :
    -Eşek
    olduğum için mi arkadaşınım; yoksa arkadaşın olduğum için mi
    eşeğim?

    --------------------------------------------------------------------------------
    ASANSÖR
    Temel kapıcı, çalıştığı on
    katlı binanın asansörü bozulunca bir kağıt asıyor, üstünde şu yazılar var
    :
    "Asansör pozuk, en yakın asansör yüz metre ileride, yandaki
    pinadadur"


    --------------------------------------------------------------------------------
    ASLAN
    Temel hayvanat bahçesinde
    gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
    -Hoop, dur ne yapıyorsun,
    orası aslan kafesi, diye bağırışmışlar.Temel geri dönmüş,
    -Sankim aslanınızı
    yedük.


    --------------------------------------------------------------------------------
    ASMAK
    Dursun evinden çıktığında
    birde bakar ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor.Hemen
    gidip ipi ağaçtan çözer.Komşusunu ağaçtan indirdikten sonra merakla sorar
    :
    -Ha sen ne yapayudun öyle?
    -Hiç kendimi asaydum...
    -Ha uşağum, penum
    pildiğum insan poynundan asılayi.
    Temel üzgün ve çaresiz bir halde komşusu
    Dursun'a baktıktan sonra cevap verir :
    -Ben de öyle yapmişudum.Ama ipu
    poynima pağladığum zaman bi türlü nefes alamayrum.

    --------------------------------------------------------------------------------
    AŞAĞISI BİR İŞ
    DÜŞÜNÜYOR
    Karadanizliye sormuşlar :
    -Neden baştaki saç ağarıyor da,
    aşağıdaki ağarmıyor?
    -Aşağısı bir iş düşünüyor, yukarısı bin iş düşünüyorda
    ondan, demiş Karadenizli.

    --------------------------------------------------------------------------------
    ATALARIMIZ TELSİZ TELEFON
    KULLANMIŞLAR!!!
    Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları
    konferansına davet edilir.Amerikalılar anlatmaya başlar :
    -Biz ülkemizde
    yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk.Öyleyse
    bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır.
    Sıra Türkiyeye gelir
    ve Temel başlar anlatmaya:
    -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı
    indik ama birşey bulamadık.Öyleyse atalarımız telsiz telefon
    kullanmışlardır.

    --------------------------------------------------------------------------------

    AT YARIŞI
    At yarışına merak
    saran Temel bir gün hipordroma gider. Yalnız önünde delicesine bir o yana bir bu
    yana koşan atlara akıl erdiremez ve dayanamayarak yanındakine sorar.
    -Hah
    hemşerim bu atlar ne deli gibi koşup duruyor.
    Adam da :
    -1. olana ikramiye
    var da ondan, der.
    Temel de cevap vererek :
    -Hah 1. olana para varda
    ötekiler niye koşup duruyor.


    --------------------------------------------------------------------------------
    ATTA GİDECEĞİZ
    Azrail Temel'in
    canını almak için gelmişti. Temel hemen bir çare buldu. İsaret parmağını ağzına
    sokup, ağuk guğuk sesleri de çıkararak bebek taklıdı yaptı. Azrail durumu
    anlamış ve Temel'in oyununu bozmamış, gitmiş. Ertesi ve daha ertesi günü Temel
    yine aynı numarayı yapmış ve kurtulmuş. Hatta daha ileri giderek kendisine birde
    emzik bile almış. Azrail yine gelmiş, Temel hemen yerde emeklemeye baslamış.
    Azrail Temel'e :
    -Temel gel attaaaa gideceğiz.


    --------------------------------------------------------------------------------
    AYAĞIMI DENİZE SOKUP
    Temel her gün
    köyden evine gidince paçaları ıslak gidiyormuş. Bir gün köylünün biri sormuş
    :
    -Ya Temel neden senin paçaların hep ıslak?
    Temel akıllı ya :
    -Deniz
    kenarına gittiğim zaman bir sigara içiyorum sonra bu sigarayı denize atıyorum.
    Ondan sonra söndüğünden emin olmak için ayağımı denize sokup tekrar
    söndürüyorum.


    --------------------------------------------------------------------------------
    AYAKKABI
    Temel işe girmek için sözlü
    sınava giriyor.Çok heyecanlı, bir önceki adaya soruyor :
    -Ne
    sorayiler?
    -Ayakkabı.
    Temel'in sırası geliyor, bilsin diye kolay
    soruyorlar :
    -Dört ayaklıdır, miyav miyav der.
    Temel soruyor
    :
    -Bağcıkli midur?

    --------------------------------------------------------------------------------
    AYNI YAŞTA TEĞİL MİDUR?
    Temel
    yaşlanmış ve sol ayağı devamlı ağrımaya başlamıştır. Ağrılara dayanamayan Temel
    günün birinde doktora gitmiş :
    -Eyi çünler toktor pey.
    -Buyrun size nasıl
    yardımcı olabilirim.
    -Pir şiçayetum vardur.
    -Anlatın sizi
    dinliyorum.
    -Haçan pubenim sol ayağım tevamli olarak ağrımaktadır.
    Temeli
    kısa bir süre inceleyen doktor teşhisini koyar.
    -Efendim sizin sorununuz
    yaşlılıktan meydana gelmektedir. Yani ayağınızda romatizma vardır. Doktorun bu
    teşhisini duyan Temel :
    -Ula toktor pey madem öyle diyeysunuz ama penum sağ
    ayağım hiç ağrımıyor o da öbür ayağımla aynı yaşta teğil
    midur.?????


    --------------------------------------------------------------------------------

    BANA GÜVENMEYİN
    Gazetede şöyle
    bir ilan çıkmış : "Bir müdür aranıyor.Yüksek tahsilli, İngilizce ve Fransızca
    bilen, askerliğini yapmış, 30 yaşından gün almamış, boyu 1.85'den yukarı ve
    bekar olması gerekir...
    Temel başvurmuş :
    -Ben demiş, yüksek tahsil şöyle
    dursun ilk mektebi bile zor biturdum.İnciluzce de Firansizca da bilmeyrum.Yaşım
    45'den yukarı, boyum 1.67...
    -Eeee, demişler.Ne demek istiyorsun?
    Temel
    gayet ciddi :
    -Bu ilanı verduğunuz müdürlük işi var ya, ha bu iş için bana
    güvenmiyesunuz demeye geldim...


    --------------------------------------------------------------------------------
    BAŞLARINA BİRŞEY GELMİŞ Mİ?
    Temel
    askerdeymiş. Teröristlerin köprünün altına gelip pusu kuracakları haberini
    almışlar. Temelin bölüğüde teröristlere operasyon düzenlemek için köprüde pusuya
    yatmışlar. Bir saat olmuş gelen giden yok, iki saat olmuş yok, beş saat olmuş
    yok. Temel komutanın yanına giderek :
    -Komutanım gidip bakıyım başlarına
    birşey gelmiş olmasın, demiş.

    --------------------------------------------------------------------------------

    BENDE BAŞARILI BİR
    ERKEĞİM
    Karadeniz'in erkekleri köy ve kasabalarda genelde önden giderler.
    Hanımları da bir kaç adım geriden onları takip ederdi. Trabzon'a gelen Musa
    Ağacık (Star Gazetesi köşe yazarlarından) önden giden adamı görünce dayanamaz
    durdurarak sorar :
    -Beyefendi, sana demokrasi ve hak adına bir soru
    soracağım.
    -Buyur sor?
    -Şu geriden gelen teyze hanımınız mı?
    -Evet, ne
    olmuş?
    -Demokrasi ve hak adına sen bu vaziyetten utanmıyor musun? Sen önde
    hanımın arkada.
    -Niye utanayım ki? Her başarılı erkeğin arkasında bir hanım
    yok mudur?
    -Vaaar!
    -Eeee!Bende başarılı bir
    erkeğim.


    --------------------------------------------------------------------------------

    BENDE TUTULDUM
    Doktor Temel
    hastasına sorar :
    -Verdiğim ilaçlar iyi geldi mu?
    Hasta :
    -Neden
    sordun?
    Temel :
    -Aynı hastaluğa pende tutildum da
    ondan.


    --------------------------------------------------------------------------------
    BEN GERİ DÖNÜYORUM
    Temel'e Dursun
    Karadeniz sahilinde oturuyorlarmış Temel Dursuna demiş ki :
    -Gel beraber
    Amerika'ya yüzelim.
    İki kafadar Karadeniz'den başlamışlar yüzmeye. Fıkra bu
    ya Amerika'ya yaklaşmışlar özgürlük anıtını görmüşler tam bu sırada bizim Temel
    :
    -Dursun ben kesildum geri doneyrum, demiş.


    --------------------------------------------------------------------------------

    BENİM ABİ DEVAM ET
    Adamın biri
    yeni BMW siyle havalı havalı dolaşıyormuş. Kırmızı ışıkta durmuş. Bir kaç saniye
    sonra kamyon arkadan SHRANKKKKKK diye vurmuş. Adam dısarı çıkıp bakınca
    kamyondan Temel inmiş ve başlamış yalvarmaya :
    -Abi etme eyleme ben bu üç
    kuruş maaşla bu arabanın aynasını alamam beni bağışla. Sen büyüksün abi yaptık
    bi eşşeklik bağışla abi beni.
    Adam acımış Temel'e.Tam arabayı tamire
    götürürken yine bir kırmızı ışıkta durmuş. Yine arkadan kamyon geçirmiş buna.
    Sinirli sinirli çıkmış adam tekrar. Bi bakmış yine Temel!
    Camdan bağırmış
    :
    -Benim abi ben, devam et!


    --------------------------------------------------------------------------------
    BEN ZATEN 8 FOTOĞRAF MAKİNESİ
    GETİRMİŞTİM
    Temel'in vesikalık fotoğraf çektirmesi gerekir.Arkadaşı Dursun
    Temel'e :
    -Sen şuraya bir çukur kaz ben fotoğraf makinesini alıp geliyorum,
    demiş.Bir süre sonra Dursun gelmiş bir de bakmış ki Temel 8 adet çukur
    kazmış.Dursun şaşırmış.
    -Niye 8 tane çukur kazdın deyince.
    Temel :
    -8
    adet fotoğraf çekmeyecekmiyiz.İşte onun için demiş.
    Dursun ise :
    -Hiç
    gerek yoktu.Ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim,
    demiş.


    --------------------------------------------------------------------------------
    BEYAZ AT BENİM
    Temel ile Dursun iki
    tane at almışlar. Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli
    değil. O yüzden Temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş ve atın bir tanesinin
    kuyruğunu kesmiş. Dursun'un ona inat o da diğer atın kuyruğunu kesmiş. Temel bu
    sefer atın bir tanesine boya ile işaret koymus. Dursun'da ona inat aynı yere
    aynı boya ile diğer ata işaret koymuş. Bakmış ki böyle de olmuyor. Temel
    Dursun'a :
    -Ha Tursun bak bu böyle olmayacak Beyaz at benimki, siyah at da
    seninki olsun, demiş.

    --------------------------------------------------------------------------------
    BIYIK
    Lazistan'ı gezmekte olan
    turist :
    -Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.
    Temel, burnuna
    dikkat çekerek :
    -Piz önemli ve değerli şeylerin altini
    çizeruz.


    --------------------------------------------------------------------------------
    BİR KUZUDA EVDE
    Bir inşaata amele
    alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal'in seçmesi istenir. Adaylar
    kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir.
    -Pize 1 kisi
    lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum. Bir ara gözü Temel'e ilişir.
    Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temeli sınava alır ve
    sorar.
    -Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha
    verdum kaç kuzu oldi?
    -6 tane oldi. Cemal biraz bozulur ama
    çaktırmaz.
    -Tabi bu soru biraz zor oldu piraz taha kolayini sorayum.
    -Sana
    2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi ?
    -Tört kuzi oldi.
    Cemal sinirlenir, Ama hemsehrisinide işe almak ister.
    -Peçi 1 kuzi verdim,
    sonra bir kuzi taha verdum kaç etti ?
    -Üç etti. Bunun üzerine Cemal iki tokat
    çakar ve tekrar sorar.
    -Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi?
    -İçi tane. Cemal
    iyice sinirlenir ve Temeli iyice döver.
    -Ulan hemşeru teyup işe almak
    istedum, sende tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur
    anladun mi?
    -Olir mi, der Temel.
    -Penum evde bir kuzi de kendumin
    var.


    --------------------------------------------------------------------------------
    BİR ŞANS DAHA VER
    Öğretmen Temele
    kafayı takmış.İlla sınıfta bırakacakmış çocuğu diye millet dedikodu
    yapmış.Öğretmende halkın önünde Temeli sınav yapmaya karar vermiş.Stadta millet
    toplanmış.Ve öğretmen megafonla Temele sormuş :
    -Yedi kere yedi
    kaçtır?
    -Kırk tokuz demiş, Temel.
    Bir saniye sonra staddakiler ayağa
    kalkıp hep bir ağızdan :
    -Pi sanş taha ver, pi sanş taha ver, diye
    bağırmışlar.


    --------------------------------------------------------------------------------
    BİSİKLET
    Trabzonla Rize arasında bir
    zamanlar gümrük varmış. Temel hergün bisiklet ve önünde bir kum torbasıyla
    gümrükten geçermiş. Bir gün Gümrük Memuru bu durumdan kuşkulanmış. Temel'e
    :
    -Dur. Ne geçiriyorsun gümrükten, demiş. Temel :
    -Kum, demiş. Memur kum
    torbasına elini sokmuş karıştırmış gerçekten sadece kum varmış torbada. Bu
    olaydan sonra Temel yıllarca gümrükten bisikletle önünde kum torbası olduğu
    halde geçmiş. Yıllar sonra Trabzonda bir kahvede Temelle Gümrük Memuru
    karşılaşmış.
    Gümrük Memuru :
    -Ula Temel artık emekli oldum sana birşey
    yapamam gerçekten ne geçiriyordun gümrükten?, demiş.
    Temel :
    -Bisiklet,
    demiş


    --------------------------------------------------------------------------------
    BİZ NE DEDİK
    Temel bir gün hakimin
    karşısına çıkartılır.
    Hakim Temel'e sorar :
    -Evladim senin adın ne
    bakim?
    Temel :
    -Adım "Temel", fakat "Z" si yok.
    Hakim biran düşünür ve
    Temel'e dönerek der :
    -Evladım, "Temel"de "Z" yok ki!
    Temel hemen cevabı
    yapıştırır :
    -Eeeee, biz ne deduk hakim bey?

    --------------------------------------------------------------------------------
    BMW
    Temel BMW almış ve on saatte
    Trabzon'a varmış. Dönüşte, BMW ile geri geleceğim karşılayın diye İstanbul'a
    telgraf çekmiş. Temel 40 saat sonra varmış, merakla sebebi sorulunca :
    -Pu
    BMW'lerin ileri pes vitesi, ceride ise sadece pi vitesi
    var.


    --------------------------------------------------------------------------------

    HALİNE ŞÜKRET
    Dursun, çok feci
    bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken
    kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur,
    asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
    -Ben tek kolla nasıl
    yaşarım şimdi!
    Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp
    intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi,
    başlarlar nasihata:
    -Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine
    şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki
    kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi
    birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de
    bak.
    Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de
    bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır
    oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
    Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle
    Temel'e yaklaşır:
    -Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula
    bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik
    vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın
    haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense
    iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
    -Ula sen manyak
    misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi...
    Patlayrum.


    --------------------------------------------------------------------------------
    SAY
    Bizim küçük Temel, Okuldan bir
    türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:
    -Oğlum seni imtihan edeceğim.
    Bilirsen seni mezun edeceğim.
    Temel sevinir, sözlüye kalkar...
    Hoca:
    -Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar?
    Küçük
    Temel:
    -Alti defa savaştiler öğretmenum.
    Hoca:
    -Aferin sana Temel,
    tebrik ederum, der.
    Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken,
    hoca:
    -Peki say bakalım, demez mi?
    Küçük Temel:
    -Bir... İki... Üç...
    Dört... Beş... Alti.


    --------------------------------------------------------------------------------
    TEMEL'İN OĞLU
    Temel'in oğlu küçük
    Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar:
    -Temel, baban nasıl iyi mi?
    Küçük
    Temel:
    -Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi
    oriya...
    Öğretmen şaşkın:
    -Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev
    mahvoldu...
    Küçük Temel sakin:
    -Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam
    ağzı açuk uyur...


    --------------------------------------------------------------------------------

    BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ?
    Temel, bir
    gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada
    ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma
    yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar,
    metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da
    kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
    -Çimse yok miiii!
    Bir
    kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
    -Ey
    kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi
    yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
    Temel
    şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse
    tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını
    kaldırıp, tekrar bağırır:
    -Başka çimse yok miiii!


    --------------------------------------------------------------------------------
    FADİME'DEN E-POSTA...
    Şubat ayının
    soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş
    gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı
    bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler.
    Eşi, Dursun'dan önce gider
    Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta
    gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir
    gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel,
    bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır.
    Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes
    yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar.
    Temel, bir süre sonra
    kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını
    gösterir:
    "Sevgili Kocacığım,
    Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın
    senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime
    yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle
    bekliyorum..." (Karın)

    --------------------------------------------------------------------------------
    VERGİ
    Bizim Temel uluslararası
    ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını
    tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel..
    Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak.
    Amerikan vatandaşı söz alır:
    -Bizim Amerikada önce yere bir çizgi çizeriz ve
    sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları
    halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım
    yaparız...
    Derken Avrupalı söz alır ve:
    - Bizim Avrupada başka ama ona
    benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan
    vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner,
    dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız...
    Sıra bizim Temele
    gelir ve başlar anlatmaya:
    -Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda
    sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum
    öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi
    çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere
    düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak
    geri döner...


    --------------------------------------------------------------------------------
    GEÇİM ÇARESİ
    Siyasiler boş yere
    kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdrisin
    parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği
    kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga
    ederler...
    Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl
    çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır:
    - Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun
    yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New Yorki bombaliyalum... Sora da
    Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha
    zengin oldun...
    Dursun atılır:
    - Ula daha kolayi varken öyle niye
    edeyruk... En iyisi Amerikaya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma
    yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha
    zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve:
    - Ula uşaklar ya savaşi
    biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz...

      Forum Saati Perş. Mart 28, 2024 4:30 pm