Ay'daki Gariplikler
Ay'da bir gariplik var dersek, garibinize
gider mi? "Ay, işte orada, gözümüzün önünde duruyor. Üstelik birkaç defa gittik
ve geldik; garip olan ne olabilir?" diyebilirsiniz. İyi de acaba işin ne
kadarını biliyoruz? Ay'la ilgili olarak elde edilen bilgilerin bizlere ne kadarı
açıkland? Ortada ciddi ve çarpıcı iddialar var. Daha da ötesi, bilimcilerin
gözlemleri var. Öyleyse işin aslı nedir? En inanilmazı ise, Ay'ın yapay bir uydu
olduğu iddiasıdır. Yani Ay, dünya dışı bir zeka tarafından üretilmiş ve
bilinmeyen bir nedenle dünyanın yörüngesine konmuştur. Bunlar doğru olabilir mi?
Ama öncelikle bilimin gözlemlerini görelim;
Ünlü Condon Raporu'na
göre Apollo 8 astronotları inanılması güç bir rapor vermislerdi; Frank Bormann,
James Loveli ve William Anders, ilk yörünge uçuşundayken (24 Aralik 1968),
yüzeyde uçuş pistine benzer bir alan gözlerine çarptı. Ay'ın öteki yüzüne
geçtiklerinde, dev boyutlarda bir cisim gördüler ve fotoğrafını çektiklerini
söylediler. Cisim, astronotların tanımına göre 10 mil kare büyüklügündeydi. Ama
bir dahaki geçişte cisim yoktu. Bir diğer olay, Apollo 10'da yaşandı;
astronotlar Eugene Ceman, Thomas Stafford ve John Young, Ay'a inmek için
hazırlanırken yine uçuş pistine benzer dört alan gördüler. Ay modülü Snoopy ile
yüzeye inerken, ışıklı bir cismin yanlarından geçip gittiğini rapor
ettiler.
Apollo 11 'de, yani Ay'a yapılan ilk inişte; Armstrong ve
Aldrin, yüzeye indiklerinde Michael Collins, Columbia adlı kumanda modülünde
yörüngedeydi ve Collins gördüğü cisimleri "Bogey" adıyla tanımlayarak dünyaya
rapor etti. Daha sonraki saatlerde, Aldrin ve Armstrong, Ay yüzeyinden örnekler
topluyorlardı. Armstrong, birden haykırdı; "Bu da ne! Bu ne biçim şey. Bilmemiz
gerek..." Ve konusma devam etti. Yer Kontrol: "Nerede? Yer Kontrol, Apollo-11'i
arıyor..." Apollo 11: "Bu bebekler çok büyük... Çok iriler... Tanrım,
inanamazsınız... Size bir başka uzay aracını anlatmak istiyorum... Kraterin uzak
kenarındalar... Ay'da bizi izliyorlar... Onlar, bizden önce buradaydılar..." Yer
Kontrol, bu andan sonra astronotlara konusmayı kesmelerini ve objeleri filme
almalarını söyledi. Ama bu filmler asla yayınlanmadı ve hatta varlıkları
reddedildi.
Apollo 12 misyonunda ise, astronotlar garip sesler duydular
ve ışıklı bir cismi Yer Kontrol'e bildirdiler. Apollo 15 astronotları olan James
lrwin ve David Scott, Ay üzerindeyken önlerinde uçan garip bir cismi bir süre
izlediler ama kaybettiler. Apollo 16 astronotu Thomas Mattingiy, kumanda
modülünden Ay yüzeyi üzerindeki yanıp sönen ışıklı bir cismi rapor etti. NASA
uzmanlarindan Dr. Faruk El Baz, cismin bir UFO, yani Tanımlanamayan Uçan Cisim
oldugunu belirtti. O anda, Ay'da SSCB veya ABD'ye ait bir başka uzay aracı
yoktu. Apollo 17 aracının astronotları olan Ron Evans ve Harrison Schmitt de,
Ay'da ışıklı noktalar gördüklerini belirttiler.
Ay, dünyanın
yörüngesine neden kondu?
Ay'ın geçmişi nedir veya orjini nereden
geliyor? Bu sorunun cevabı yoktur ya da bir bulmacadır. Bugün bilim, üç ana
kuram üzerinde duruyor. Sovyet bilimcileri tarafından geliştirilen bu üç ana
kuram şöyle:
<blockquote>1. Ay, bir zamanlar, dünyanın bir parçasıydı ve dünyadan koparak
uzaklaştı. Ama bu görüş, büyük bir bilim grubu tarafından
reddediliyor.
2. Ay, aynen dünya gibi, Günes Sistemi oluşurken, bir gaz
bulutuydu ve doğal olarak Ay'ın uydusu oldu.
3. Ay, farklı bir cisimdir.
Yani dünya dışıdır. Güneş Sistemi'nin içinde bir yerden veya Güneş Sistemi'nin
dışından gelmiş, dünyanın çekim alanına girerek, orada bir uydu olarak
kalmştır.
</blockquote>Sovyet bilim adamları olan Vasin ve Shcherbakov,
şaşırtıcı bir açıklama yaptılar; "Gerçekten de bilimciler, Evren'in kökenini
ciddiyetle uzun süredir araştırıyorlar ama daha henüz kesin bir cevap veya
açiklama yoktur. Aynı şekilde, Ay - Dünya sistemi de açıklanamıyor. Bize göre
Ay, dünyanın yapay bir uydusudur ve bilinmeyen bir zeka oluşumu tarafından
yörüngeye konulmuş olabilir." Bu iki bilim adamına göre Dünya'nın çekim gücü,
kübik santimetrede 5.5 gr.'dir Ay'ınki ise 3.33 gr'dir. Öyleyse Ay'ın içi boş
olmalıdır. Yani yapaydır. Yapılmıştır ama kimin tarafından? Gizemin çözümü,
kraterlerin içinde. Ay yolculukları sonucunda elde edilen bilgiler, çok önemli
ama gizli tutulmaktadır. "Neden?" diye sorduğumuzda, uzmanlara göre kesin çözüm
henüz yoktur veya erkendir.
Ay'ı Dünya'ya Kim
"Uydu"rdu?
Peki Ay, nereden gelmiş olabilir? Bir NASA dökümanında,
"Bu, en büyük bulmacadır." deniyor. NASA bilim adamları, kesin bir çözüm
olmadığını açıkça söylüyorlar. Çalışmalar var, bilgiler, olaylar var; ama henüz
kesin cevap yok.
Günümüzün bilim adamlarının gerçeğinde, uygun bir kuram
henüz bulunamadı. O zaman, genelde bakabileceğimiz yaklaşımlar vardır. Eğer Ay,
evrenin bir yerinden gelmişse, bunu birgün öğreneceğiz.
Apollo
yolculukları öncesinde, Nobel ödüllü Dr. Harold Urey ve bir grup bilim adamının
inanışına göre; "Ay, kozmosun bir parçasıdır ve Ay'da yabancı bir uygarlığın
izleri bulunacaktır. Ay'a ayak basmamız ve bilgi toplamamız, Mars'a, Venüs'e
veya asteroidlere ayak basmamız kadar önemlidir." Urey, şöyle diyordu; "Dünya'yı
ve Ay'ı toplarsanız, bütün olarak hemen hemen uzaydaki herhangi bir cisim olarak
düşünebilirsiniz. Bu kadar yoğun bir materyalden dev bir kitle oluşur ama
dünyanın yoğunluğu, bu kadar büyük bir cismin olması gereken yoğunlukta
değildir. Yogunluğumuz, daha küçük bir cisme aittir. Göründüğü kadarıyla, Ay ve
Dünya'nın tek bir cisim olmasını kabullenmek, bugün için
olanaksızdır."
12 Maymun sorusu...
Sorular çok sayıda ve
önemli görünüyor. Şimdi bunları ve bazı açıklamaları alt alta dizelim;
1.
Ay, Dünya'dan daha yaşlıdır, öyleyse kökeninin başka bir yer olması
mümkündür.
2. Niçin bazı bilim adamları, Ay taşlarının 20 milyar yıllık
olduğunu iddia ediyorlar? Yani, Dünya'dan daha eski...
3. NASA, bir Ay
kayasının 5.3 milyar yıllık olduğunu saptadı. Ama bu, Güneş Sistemi öncesine ait
bir tarihti.
4, Önemli bilim adamları ve Ay uzmanları, Ay'dan getirilen
elementlerin Dünya'dakilerden daha eski olduğunu belirlediler; ama neden resmen
açıklamadılar?
5. 40 Ay taşının en azından 7 milyar yıllık oldukları
belirlendi. Bu tarihleme, Dünya'dan ve Güneş'ten iki kez daha eskidir.
6.
Buna karşın Ay'ın yüzey toprağı, Ay taşlarından daha eskidir. Farklılık nereden
geliyor?
7. Bir grup bilim adamı, Ay'ın yıldızlararası bir yerde
yapıldığı görüşündeler ve Dünya tarafından yakalandığını düşünüyorlar. Peki bu
nasıl olabilir?
8. Neden bazı bilimciler, Ay'ın içinin yoğunluğunun
yüzeyden farklı olduğu düşüncesindeler? Gerçekten Ay'ın içi boş olabilir mi? Ve
bu biliniyor mu?
9. Niçin Ay'ın 8 mil üstünde, yüksek dozda radyoaktivite
var? Bu, elementer olarak doğal mıdır?
10. NASA tarafından 100 millik bir
alana yayılmış su buharı saptandı; ama Ay'da su olmadıgı biliniyor. Bu gizem,
Ay'ın yapay olduğu anlamında mı?
11. Ay'ın çok eskiden sıcak olduğu ileri
sürülüyor; ama bunu dünyadaki benzerleri gibi kanıtlayan bir kanıt bulunmuş
değil. Bu çelişki, henüz açıklanamadı.
12. Sonuç, Ay'la ilgili neden bu
kadar çok cevapsız soru var?
Peki bütün bunlara karşı, şunları
söyleyebilir miyiz?
1. Ay, hem Dünya'nın doğal uydusu olamayacak kadar
büyük, hem de çok uzaktadır.
2. Ay, olması gerekenden daha düzgün bir
yörüngeye sahiptir.
3. Ay kraterleri, çok fazla ve garip bir biçimde
yüzeyseldir.
4. Ay'ın dünyaya bakmayan yüzü çıkıntılı veya kamburdur ve
Günes Sistemi'nde onun gibi gezegenine tek yüzünü gösteren bir başka uydu
yoktur.
5. Ay ölçümlemeleri, çok fazla demir olduğunu
gösteriyor.
6. Ay toprağı, Ay kayalarından çok daha yaşlıdır.
7.
Ay'ın bileşimi, dünyadan farklıdır.
8. Doğa kanunlarına aykırı olarak,
ağır metaller yüzeydedir.
9. Ay'da önceden eriyik olan metaller
yoktur.
10. Ay, dev bir gong sesi çıkarmaktadır ve yörüngede dönerken
titreşmektedir.
11. Ay, bir moloz yığını gibi gözükmektedir.
12.
Ay, periyodik olarak sarsılmaktadir. Bu, bize düzenli bir sismik aktiviteyi
gösteriyor. Sismik dalgalar, sanki tek bir kütleymiş gibi tüm yüzeyi
dolaşabiliyorlar.
13. Dünyadan bakıldığında Ay, bir Güneş diski gibidir.
Yani tutulmalarda, Güneş'i tam olarak kapatır, ne biraz küçük veya büyüktür.
Sanki büyüklüğü, güneşi örtmek için ayarlanmıştır.
14. Eger Ay, Dünya
tarafından yakalanmışsa, bunun sonu gelecek ve Ay, yine uzaklaşıp
gidecektir.
15. Normalde Ay'ın çizdiği yörünge, Dünya'nın ekvatoral
çemberiyle karşıt olmalıdır; ama Ay, garip bir şekilde, Dünya'nın yaptığı gibi,
Güneş'e bağımli bir yörünge çizer.
16. Her ne kadar Ay volkanlarının ölü
oldukları söyleniyorsa da, yüzyıllardır Ay'da garip ışıklar, parlamalar
görülmekte ve hala izlenmektedir.
Bunların sonucunda, Ay'ın yapay bir
transformer dünya olduğu söylenebilir veya iddia edilebilir. Ay'da bir yaşam
oldugu ile ilgili bir belirti veya iz bulunamamıştır; ama Dünya'daki volkanik
küllere benzeyen Ay toprağı veya tozu üzerinde yapilan deneylerde, bitkisel
yaşama elverişli olduğu anlaşılmıştır. Ama ortada böyle bir yaşam yoktur.
Marjinal iddialara göre Ay, UFO'ların üssüdür veya kullandıklari özel bir
araçtır; ama bu da bir iddiadan öteye gitmemektedir. Yüzeyde zaman zaman garip
ve geometrik şekiller görülmüş; ama bu görüntüler ya hemen kaybolmuş, ya da bir
daha görülememiştir.
Yine dünyadışı bir anlaşma mı?
2001
Uzay Yolu Macerası "A Space Odyssey" filmini hatırlarsınız. Filmin temel objesi,
dev bir monolit, yani taş bir bloktu. Arthur C.Clarck'ın bu ölümsüz romanında ve
de filminde monolit, insanlığa yol gösteriyordu.
Ranger Krateri yakınında,
benzer bir monolit, birkaç kez görüldü; ama sonra kayboldu. Derken başka
yerlerde yine görüldü; ama onlar da kayboldular. Adı gizli tutulan bir NASA
görevlisinden aldığı fotoğrafı kanıt olarak gösteren araştırmacı George Leonard,
yine aynı kraterin yanındaki dev taş blogu gösterdi. Resim, çok netti ve
üzerinde Y ve Z harflerine benzer şekiller vardı. Leonard, şöyle diyor; "Ay,
UFO'lara aittir. Bizi Bronz Çagı'ndan beri izliyorlar. Politikalarımızı ve
savaşlarımızı gözlemliyorlar. Aslinda, Dünya üzerinde birçok iz bırakmışlardı.
Ranger 7'nin fotoğrafları, bunları gösteriyor."
NASA, neleri
saklıyor?
En azından astronotların gördüklerini saklıyor. Hatta
onların bizzat anlattıklarını dahi inkâr ediyor. Peki, NASA bunu neden yapiyor?
Eğer astronotların Yer Kontrol ile konuştukları doğruysa - ki elde birçok teyp
bantı vardır - bunlar neden yeterli görülmüyor? California Üniversitesi'nden Dr.
James Harder, kayıtları NASA kayıtlarıyla karşılaştırdığını ama NASA'nın her
nedense bu kayıtları resmen kabul etmediğini; ama üst düzeyde özel olarak
dogrulandığını söylüyor. Bir hükümet ajanı ise olayların örtüldüğünü kabul
ederken, korkunun panik kaygısından kaynaklandığını belirtiyor. UFO'lar bir
yana, Ay'la ilgili bilgilerin SSCB ve ABD tarafından saklanması için gösterilen
"panik" olgusu yeterli değil... Bu olay, belki kapalı bir rejim olan SSCB'de
yeterli olabilirdi; ama demokratik bir ülke olan
ABD'de normal değildir. FBI
ve CIA tarafindan VVashington'un bürokratik koridorlarında oluşturulan ketumiyet
girdabın arkasında kimler vardir? Ve soru yine gündeme geliyor;
neden???
George Leonard, tüm çalışmalarını ve araştırmalarını, hayâtî ama
başka bir soruya yöneltiyor; "Eldeki veriler ve sınırli fotoğraflar, NASA
tarafından kabul ediliyor; ama yaptıkları çalışmalar çok az veya bireysel. Ay'la
ilgili sistematik bir çalışmanın yapılmasına engel olan nedir? Ya da NASA,
neleri, ne nadar biliyor? Gizemi çözmek isteyenlerin ellerindeki bilgiler, NASA
ve eski Sovyet yetkilileri tarafından kısıtlanmış yada özellikle yetersiz
kılınmıştır." Tam ve gerçek bir resmî açıklama, toplumu paniğe sokabilir mi?
Geçmişte evet ama bugün belki. Hatta hayır; çünkü günümüzün toplumu böylesine
evrensel bir olaya dahi duyarsız kalacaktır ve bu olası davranış, yetkililer
tarafından artık bilinmektedir. Öyleyse, ya astronotların ve gözlemcilerin
anlattıklari dogru degildir, ya da gizliliğin arkasında çok daha geçerli bir
neden vardir. Ne mi? Leonard, burada da iddiali; "Geçerli neden, çok daha
makrodur. Yani dünyadışı bir zeka ile bir anlaşma veya ortak bir görüş birliği
sağlanmıştır. Bunun da toplum tarafından bilinmesi, birilerine göre
yetersizdir.."
Arizona'daki Amerikan Meteorit Müzesi Müdürü otan Dr. H.
H. Nininger, 1952 yılında yapılan bir gözlemde, Ay'da 20 mil uzunluğunda bir cam
duvarın bulunduğunun resmen kanıtlanlandığını söylüyordu. Nininger'e göre, bu
duvarın bulunduğu Verimlilik Vadisi'ndeki Messier ve Pickering kraterleri,
normal değildirler ve hatta yapay olmaları gerekir. Bu iki kraterin arasında
girişinin gözlemlendişi bir tünel vardır (Science Sgest-Kasım 1952).
Benzeri
bir iddia, Britanya Astronomi Birligi'nden DR. H. P.Wilkins tarafından ileri
sürülmüştür. Bilim adamına göre, Ay'ın dış yüzeyinden içeri giden tüneller ve
yollar, yani Ay'ın içinde bosluklar vardır. Akla hemen bilim kurgunun büyük ismi
H. G. wells geliyor. "Ay'da ilk insanlar' adlı çocuksu romanında, Ayın içinde
yaşayan bir uygarlığı: Selenitler'i hikâye etmişti. Oca Wells, birşey biliyor
muydu? Galiba kesin sözü burada vemek mümkün değil; biraz daha zaman gerekiyor
olabilir. Ama insanlığın dikkati artik Mars'a yönelmiş durumda ve sanki artık Ay
yokmuş gibi davranılıyor. Ya da gidildi, görüldü ve daha fazla karıştırılmaması
mı istendi?
12 Ağustos 1971'de, Apollo-15'in kumandanı astronot David
Scott, bir basın toplantısı yaptı; "Aya gittik, gözlemcilerin elde attiği
bilgileri test ettik; ama araçlarımızın kaydettiği bilgiler, mekanik veya
elektroniktir. Daha önemlisi düşüncelerimizdeki bilgilerdir. Plutarch'dan gelen
bir sözcük var; 'Düşünce, rastgele doldurulan bir kap veya tas değildir, ama
düşünce, bir ateştir ve onu yakmak için ateş gerekir." Sonuç olarak, Ay'ın yapay
bir uydu olduğunu düşünmeyebiliriz; ama bunun için düşünsel bir devrime
ihtiyacımız var gibi. Yani geçmişimizdeki tutuculuk bağlarğndan kurtulmalıyız.
Yeni bir insan gerçeğini aramalı ve düşünceyi özgür bırakmalıyız. Bir zamanlar,
Ay'a ayak bastığımızda çok heyecanlanmıştık. Ama eğer Ay, bilinmeyen bir zekanın
ürünü olan yapay bir uyduysa, bunu kanıtlamak, insanlığın kendisini ve yasadığı
ortamı tanıması yönünden daha heyecan verici olacaktır.
Ay'da bir gariplik var dersek, garibinize
gider mi? "Ay, işte orada, gözümüzün önünde duruyor. Üstelik birkaç defa gittik
ve geldik; garip olan ne olabilir?" diyebilirsiniz. İyi de acaba işin ne
kadarını biliyoruz? Ay'la ilgili olarak elde edilen bilgilerin bizlere ne kadarı
açıkland? Ortada ciddi ve çarpıcı iddialar var. Daha da ötesi, bilimcilerin
gözlemleri var. Öyleyse işin aslı nedir? En inanilmazı ise, Ay'ın yapay bir uydu
olduğu iddiasıdır. Yani Ay, dünya dışı bir zeka tarafından üretilmiş ve
bilinmeyen bir nedenle dünyanın yörüngesine konmuştur. Bunlar doğru olabilir mi?
Ama öncelikle bilimin gözlemlerini görelim;
Ünlü Condon Raporu'na
göre Apollo 8 astronotları inanılması güç bir rapor vermislerdi; Frank Bormann,
James Loveli ve William Anders, ilk yörünge uçuşundayken (24 Aralik 1968),
yüzeyde uçuş pistine benzer bir alan gözlerine çarptı. Ay'ın öteki yüzüne
geçtiklerinde, dev boyutlarda bir cisim gördüler ve fotoğrafını çektiklerini
söylediler. Cisim, astronotların tanımına göre 10 mil kare büyüklügündeydi. Ama
bir dahaki geçişte cisim yoktu. Bir diğer olay, Apollo 10'da yaşandı;
astronotlar Eugene Ceman, Thomas Stafford ve John Young, Ay'a inmek için
hazırlanırken yine uçuş pistine benzer dört alan gördüler. Ay modülü Snoopy ile
yüzeye inerken, ışıklı bir cismin yanlarından geçip gittiğini rapor
ettiler.
Apollo 11 'de, yani Ay'a yapılan ilk inişte; Armstrong ve
Aldrin, yüzeye indiklerinde Michael Collins, Columbia adlı kumanda modülünde
yörüngedeydi ve Collins gördüğü cisimleri "Bogey" adıyla tanımlayarak dünyaya
rapor etti. Daha sonraki saatlerde, Aldrin ve Armstrong, Ay yüzeyinden örnekler
topluyorlardı. Armstrong, birden haykırdı; "Bu da ne! Bu ne biçim şey. Bilmemiz
gerek..." Ve konusma devam etti. Yer Kontrol: "Nerede? Yer Kontrol, Apollo-11'i
arıyor..." Apollo 11: "Bu bebekler çok büyük... Çok iriler... Tanrım,
inanamazsınız... Size bir başka uzay aracını anlatmak istiyorum... Kraterin uzak
kenarındalar... Ay'da bizi izliyorlar... Onlar, bizden önce buradaydılar..." Yer
Kontrol, bu andan sonra astronotlara konusmayı kesmelerini ve objeleri filme
almalarını söyledi. Ama bu filmler asla yayınlanmadı ve hatta varlıkları
reddedildi.
Apollo 12 misyonunda ise, astronotlar garip sesler duydular
ve ışıklı bir cismi Yer Kontrol'e bildirdiler. Apollo 15 astronotları olan James
lrwin ve David Scott, Ay üzerindeyken önlerinde uçan garip bir cismi bir süre
izlediler ama kaybettiler. Apollo 16 astronotu Thomas Mattingiy, kumanda
modülünden Ay yüzeyi üzerindeki yanıp sönen ışıklı bir cismi rapor etti. NASA
uzmanlarindan Dr. Faruk El Baz, cismin bir UFO, yani Tanımlanamayan Uçan Cisim
oldugunu belirtti. O anda, Ay'da SSCB veya ABD'ye ait bir başka uzay aracı
yoktu. Apollo 17 aracının astronotları olan Ron Evans ve Harrison Schmitt de,
Ay'da ışıklı noktalar gördüklerini belirttiler.
Ay, dünyanın
yörüngesine neden kondu?
Ay'ın geçmişi nedir veya orjini nereden
geliyor? Bu sorunun cevabı yoktur ya da bir bulmacadır. Bugün bilim, üç ana
kuram üzerinde duruyor. Sovyet bilimcileri tarafından geliştirilen bu üç ana
kuram şöyle:
<blockquote>1. Ay, bir zamanlar, dünyanın bir parçasıydı ve dünyadan koparak
uzaklaştı. Ama bu görüş, büyük bir bilim grubu tarafından
reddediliyor.
2. Ay, aynen dünya gibi, Günes Sistemi oluşurken, bir gaz
bulutuydu ve doğal olarak Ay'ın uydusu oldu.
3. Ay, farklı bir cisimdir.
Yani dünya dışıdır. Güneş Sistemi'nin içinde bir yerden veya Güneş Sistemi'nin
dışından gelmiş, dünyanın çekim alanına girerek, orada bir uydu olarak
kalmştır.
</blockquote>Sovyet bilim adamları olan Vasin ve Shcherbakov,
şaşırtıcı bir açıklama yaptılar; "Gerçekten de bilimciler, Evren'in kökenini
ciddiyetle uzun süredir araştırıyorlar ama daha henüz kesin bir cevap veya
açiklama yoktur. Aynı şekilde, Ay - Dünya sistemi de açıklanamıyor. Bize göre
Ay, dünyanın yapay bir uydusudur ve bilinmeyen bir zeka oluşumu tarafından
yörüngeye konulmuş olabilir." Bu iki bilim adamına göre Dünya'nın çekim gücü,
kübik santimetrede 5.5 gr.'dir Ay'ınki ise 3.33 gr'dir. Öyleyse Ay'ın içi boş
olmalıdır. Yani yapaydır. Yapılmıştır ama kimin tarafından? Gizemin çözümü,
kraterlerin içinde. Ay yolculukları sonucunda elde edilen bilgiler, çok önemli
ama gizli tutulmaktadır. "Neden?" diye sorduğumuzda, uzmanlara göre kesin çözüm
henüz yoktur veya erkendir.
Ay'ı Dünya'ya Kim
"Uydu"rdu?
Peki Ay, nereden gelmiş olabilir? Bir NASA dökümanında,
"Bu, en büyük bulmacadır." deniyor. NASA bilim adamları, kesin bir çözüm
olmadığını açıkça söylüyorlar. Çalışmalar var, bilgiler, olaylar var; ama henüz
kesin cevap yok.
Günümüzün bilim adamlarının gerçeğinde, uygun bir kuram
henüz bulunamadı. O zaman, genelde bakabileceğimiz yaklaşımlar vardır. Eğer Ay,
evrenin bir yerinden gelmişse, bunu birgün öğreneceğiz.
Apollo
yolculukları öncesinde, Nobel ödüllü Dr. Harold Urey ve bir grup bilim adamının
inanışına göre; "Ay, kozmosun bir parçasıdır ve Ay'da yabancı bir uygarlığın
izleri bulunacaktır. Ay'a ayak basmamız ve bilgi toplamamız, Mars'a, Venüs'e
veya asteroidlere ayak basmamız kadar önemlidir." Urey, şöyle diyordu; "Dünya'yı
ve Ay'ı toplarsanız, bütün olarak hemen hemen uzaydaki herhangi bir cisim olarak
düşünebilirsiniz. Bu kadar yoğun bir materyalden dev bir kitle oluşur ama
dünyanın yoğunluğu, bu kadar büyük bir cismin olması gereken yoğunlukta
değildir. Yogunluğumuz, daha küçük bir cisme aittir. Göründüğü kadarıyla, Ay ve
Dünya'nın tek bir cisim olmasını kabullenmek, bugün için
olanaksızdır."
12 Maymun sorusu...
Sorular çok sayıda ve
önemli görünüyor. Şimdi bunları ve bazı açıklamaları alt alta dizelim;
1.
Ay, Dünya'dan daha yaşlıdır, öyleyse kökeninin başka bir yer olması
mümkündür.
2. Niçin bazı bilim adamları, Ay taşlarının 20 milyar yıllık
olduğunu iddia ediyorlar? Yani, Dünya'dan daha eski...
3. NASA, bir Ay
kayasının 5.3 milyar yıllık olduğunu saptadı. Ama bu, Güneş Sistemi öncesine ait
bir tarihti.
4, Önemli bilim adamları ve Ay uzmanları, Ay'dan getirilen
elementlerin Dünya'dakilerden daha eski olduğunu belirlediler; ama neden resmen
açıklamadılar?
5. 40 Ay taşının en azından 7 milyar yıllık oldukları
belirlendi. Bu tarihleme, Dünya'dan ve Güneş'ten iki kez daha eskidir.
6.
Buna karşın Ay'ın yüzey toprağı, Ay taşlarından daha eskidir. Farklılık nereden
geliyor?
7. Bir grup bilim adamı, Ay'ın yıldızlararası bir yerde
yapıldığı görüşündeler ve Dünya tarafından yakalandığını düşünüyorlar. Peki bu
nasıl olabilir?
8. Neden bazı bilimciler, Ay'ın içinin yoğunluğunun
yüzeyden farklı olduğu düşüncesindeler? Gerçekten Ay'ın içi boş olabilir mi? Ve
bu biliniyor mu?
9. Niçin Ay'ın 8 mil üstünde, yüksek dozda radyoaktivite
var? Bu, elementer olarak doğal mıdır?
10. NASA tarafından 100 millik bir
alana yayılmış su buharı saptandı; ama Ay'da su olmadıgı biliniyor. Bu gizem,
Ay'ın yapay olduğu anlamında mı?
11. Ay'ın çok eskiden sıcak olduğu ileri
sürülüyor; ama bunu dünyadaki benzerleri gibi kanıtlayan bir kanıt bulunmuş
değil. Bu çelişki, henüz açıklanamadı.
12. Sonuç, Ay'la ilgili neden bu
kadar çok cevapsız soru var?
Peki bütün bunlara karşı, şunları
söyleyebilir miyiz?
1. Ay, hem Dünya'nın doğal uydusu olamayacak kadar
büyük, hem de çok uzaktadır.
2. Ay, olması gerekenden daha düzgün bir
yörüngeye sahiptir.
3. Ay kraterleri, çok fazla ve garip bir biçimde
yüzeyseldir.
4. Ay'ın dünyaya bakmayan yüzü çıkıntılı veya kamburdur ve
Günes Sistemi'nde onun gibi gezegenine tek yüzünü gösteren bir başka uydu
yoktur.
5. Ay ölçümlemeleri, çok fazla demir olduğunu
gösteriyor.
6. Ay toprağı, Ay kayalarından çok daha yaşlıdır.
7.
Ay'ın bileşimi, dünyadan farklıdır.
8. Doğa kanunlarına aykırı olarak,
ağır metaller yüzeydedir.
9. Ay'da önceden eriyik olan metaller
yoktur.
10. Ay, dev bir gong sesi çıkarmaktadır ve yörüngede dönerken
titreşmektedir.
11. Ay, bir moloz yığını gibi gözükmektedir.
12.
Ay, periyodik olarak sarsılmaktadir. Bu, bize düzenli bir sismik aktiviteyi
gösteriyor. Sismik dalgalar, sanki tek bir kütleymiş gibi tüm yüzeyi
dolaşabiliyorlar.
13. Dünyadan bakıldığında Ay, bir Güneş diski gibidir.
Yani tutulmalarda, Güneş'i tam olarak kapatır, ne biraz küçük veya büyüktür.
Sanki büyüklüğü, güneşi örtmek için ayarlanmıştır.
14. Eger Ay, Dünya
tarafından yakalanmışsa, bunun sonu gelecek ve Ay, yine uzaklaşıp
gidecektir.
15. Normalde Ay'ın çizdiği yörünge, Dünya'nın ekvatoral
çemberiyle karşıt olmalıdır; ama Ay, garip bir şekilde, Dünya'nın yaptığı gibi,
Güneş'e bağımli bir yörünge çizer.
16. Her ne kadar Ay volkanlarının ölü
oldukları söyleniyorsa da, yüzyıllardır Ay'da garip ışıklar, parlamalar
görülmekte ve hala izlenmektedir.
Bunların sonucunda, Ay'ın yapay bir
transformer dünya olduğu söylenebilir veya iddia edilebilir. Ay'da bir yaşam
oldugu ile ilgili bir belirti veya iz bulunamamıştır; ama Dünya'daki volkanik
küllere benzeyen Ay toprağı veya tozu üzerinde yapilan deneylerde, bitkisel
yaşama elverişli olduğu anlaşılmıştır. Ama ortada böyle bir yaşam yoktur.
Marjinal iddialara göre Ay, UFO'ların üssüdür veya kullandıklari özel bir
araçtır; ama bu da bir iddiadan öteye gitmemektedir. Yüzeyde zaman zaman garip
ve geometrik şekiller görülmüş; ama bu görüntüler ya hemen kaybolmuş, ya da bir
daha görülememiştir.
Yine dünyadışı bir anlaşma mı?
2001
Uzay Yolu Macerası "A Space Odyssey" filmini hatırlarsınız. Filmin temel objesi,
dev bir monolit, yani taş bir bloktu. Arthur C.Clarck'ın bu ölümsüz romanında ve
de filminde monolit, insanlığa yol gösteriyordu.
Ranger Krateri yakınında,
benzer bir monolit, birkaç kez görüldü; ama sonra kayboldu. Derken başka
yerlerde yine görüldü; ama onlar da kayboldular. Adı gizli tutulan bir NASA
görevlisinden aldığı fotoğrafı kanıt olarak gösteren araştırmacı George Leonard,
yine aynı kraterin yanındaki dev taş blogu gösterdi. Resim, çok netti ve
üzerinde Y ve Z harflerine benzer şekiller vardı. Leonard, şöyle diyor; "Ay,
UFO'lara aittir. Bizi Bronz Çagı'ndan beri izliyorlar. Politikalarımızı ve
savaşlarımızı gözlemliyorlar. Aslinda, Dünya üzerinde birçok iz bırakmışlardı.
Ranger 7'nin fotoğrafları, bunları gösteriyor."
NASA, neleri
saklıyor?
En azından astronotların gördüklerini saklıyor. Hatta
onların bizzat anlattıklarını dahi inkâr ediyor. Peki, NASA bunu neden yapiyor?
Eğer astronotların Yer Kontrol ile konuştukları doğruysa - ki elde birçok teyp
bantı vardır - bunlar neden yeterli görülmüyor? California Üniversitesi'nden Dr.
James Harder, kayıtları NASA kayıtlarıyla karşılaştırdığını ama NASA'nın her
nedense bu kayıtları resmen kabul etmediğini; ama üst düzeyde özel olarak
dogrulandığını söylüyor. Bir hükümet ajanı ise olayların örtüldüğünü kabul
ederken, korkunun panik kaygısından kaynaklandığını belirtiyor. UFO'lar bir
yana, Ay'la ilgili bilgilerin SSCB ve ABD tarafından saklanması için gösterilen
"panik" olgusu yeterli değil... Bu olay, belki kapalı bir rejim olan SSCB'de
yeterli olabilirdi; ama demokratik bir ülke olan
ABD'de normal değildir. FBI
ve CIA tarafindan VVashington'un bürokratik koridorlarında oluşturulan ketumiyet
girdabın arkasında kimler vardir? Ve soru yine gündeme geliyor;
neden???
George Leonard, tüm çalışmalarını ve araştırmalarını, hayâtî ama
başka bir soruya yöneltiyor; "Eldeki veriler ve sınırli fotoğraflar, NASA
tarafından kabul ediliyor; ama yaptıkları çalışmalar çok az veya bireysel. Ay'la
ilgili sistematik bir çalışmanın yapılmasına engel olan nedir? Ya da NASA,
neleri, ne nadar biliyor? Gizemi çözmek isteyenlerin ellerindeki bilgiler, NASA
ve eski Sovyet yetkilileri tarafından kısıtlanmış yada özellikle yetersiz
kılınmıştır." Tam ve gerçek bir resmî açıklama, toplumu paniğe sokabilir mi?
Geçmişte evet ama bugün belki. Hatta hayır; çünkü günümüzün toplumu böylesine
evrensel bir olaya dahi duyarsız kalacaktır ve bu olası davranış, yetkililer
tarafından artık bilinmektedir. Öyleyse, ya astronotların ve gözlemcilerin
anlattıklari dogru degildir, ya da gizliliğin arkasında çok daha geçerli bir
neden vardir. Ne mi? Leonard, burada da iddiali; "Geçerli neden, çok daha
makrodur. Yani dünyadışı bir zeka ile bir anlaşma veya ortak bir görüş birliği
sağlanmıştır. Bunun da toplum tarafından bilinmesi, birilerine göre
yetersizdir.."
Arizona'daki Amerikan Meteorit Müzesi Müdürü otan Dr. H.
H. Nininger, 1952 yılında yapılan bir gözlemde, Ay'da 20 mil uzunluğunda bir cam
duvarın bulunduğunun resmen kanıtlanlandığını söylüyordu. Nininger'e göre, bu
duvarın bulunduğu Verimlilik Vadisi'ndeki Messier ve Pickering kraterleri,
normal değildirler ve hatta yapay olmaları gerekir. Bu iki kraterin arasında
girişinin gözlemlendişi bir tünel vardır (Science Sgest-Kasım 1952).
Benzeri
bir iddia, Britanya Astronomi Birligi'nden DR. H. P.Wilkins tarafından ileri
sürülmüştür. Bilim adamına göre, Ay'ın dış yüzeyinden içeri giden tüneller ve
yollar, yani Ay'ın içinde bosluklar vardır. Akla hemen bilim kurgunun büyük ismi
H. G. wells geliyor. "Ay'da ilk insanlar' adlı çocuksu romanında, Ayın içinde
yaşayan bir uygarlığı: Selenitler'i hikâye etmişti. Oca Wells, birşey biliyor
muydu? Galiba kesin sözü burada vemek mümkün değil; biraz daha zaman gerekiyor
olabilir. Ama insanlığın dikkati artik Mars'a yönelmiş durumda ve sanki artık Ay
yokmuş gibi davranılıyor. Ya da gidildi, görüldü ve daha fazla karıştırılmaması
mı istendi?
12 Ağustos 1971'de, Apollo-15'in kumandanı astronot David
Scott, bir basın toplantısı yaptı; "Aya gittik, gözlemcilerin elde attiği
bilgileri test ettik; ama araçlarımızın kaydettiği bilgiler, mekanik veya
elektroniktir. Daha önemlisi düşüncelerimizdeki bilgilerdir. Plutarch'dan gelen
bir sözcük var; 'Düşünce, rastgele doldurulan bir kap veya tas değildir, ama
düşünce, bir ateştir ve onu yakmak için ateş gerekir." Sonuç olarak, Ay'ın yapay
bir uydu olduğunu düşünmeyebiliriz; ama bunun için düşünsel bir devrime
ihtiyacımız var gibi. Yani geçmişimizdeki tutuculuk bağlarğndan kurtulmalıyız.
Yeni bir insan gerçeğini aramalı ve düşünceyi özgür bırakmalıyız. Bir zamanlar,
Ay'a ayak bastığımızda çok heyecanlanmıştık. Ama eğer Ay, bilinmeyen bir zekanın
ürünü olan yapay bir uyduysa, bunu kanıtlamak, insanlığın kendisini ve yasadığı
ortamı tanıması yönünden daha heyecan verici olacaktır.